“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur.” Cennet Koy, ‘şimdilik’ güvende! Yazarken elim titredi! Güvende olduğunu hiç düşünmüyorum. Ne Cennet Koyun, ne de Bodrum’un ya da..
“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur.”
Cennet Koy, ‘şimdilik’ güvende! Yazarken elim titredi! Güvende olduğunu hiç düşünmüyorum. Ne Cennet Koyun, ne de Bodrum’un ya da Muğla’nın cennet doğasının! Güvende değil. Kaldı ki yüksek bir farkındalık, karşı çıkış, direniş ve isyan baş göstermese hali hazırda verilen ruhsat ve izinlerin hiçbiri iptal edilmezdi, net!
Önce TMMOB İlçe Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Mustafa Erdoğan’a müthiş duruşu ve direnişi nedeniyle teşekkür etmek, sonra üzerine düşeni layıkıyla yapmaya çalıştığı için MUÇEP’i saygıyla selamlamak ve konuyu siyasetin tam da orta yerine pimi çekilmiş bir bomba gibi atan İYİ Partilileri takdir ve sevgiyle anmak istiyorum.
Cennet Koy’un “şimdilik” kurtuluşu hususunda, İYİ Partilileri yok sayan bir siyasi çaba görüyorum fakat nafile! Yılın ilk belediye meclis toplantısında, İYİ Partililerin son derece naif, “ittifaka halel getirmeden” yaptığı uyarıları tarihe not düşmek istiyorum. Tamamen gündem dışı kalan konuyu, özenle gündeme getirip, kamuoyunun ve ‘ilgili yetkili” kişilerin dikkatine dikkatine sokan (pardon sunan) siyasileri hem izlerken alkışladım hem de iptal kararını öğrendikten sonra… Her zaman diyorum ki; Bodrum söz konusu olduğunda “siyaset” bir kenara çekilmeli. “Doğru tektir!” düsturundan hareketle, doğruyu dile getiren hangi zat ise, hangi parti ise, hangi sivil toplum örgütü ise arkasında durmak gerekli… Aksi takdirde iyi ve namuslu insanlar cesaretini kaybedecek, memleket elimizden gidecek!
İYİ Parti, Cennet Koy konusunda hiç vakit kaybetmeden refleks gösterdi. Muğla Milletvekilini harekete geçirip, konuyu ulusal mecraya taşıdı, hukuki süreç başlattı ve cesur söylemleriyle Cennet Koy’u gündemde tuttu.
Bu arada Partinin Kalkınma Politikaları Turizmden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Tosun, işin en başında yaptığı uyarıyı, ruhsat iptalinden sonra yineledi, bakın burası çok önemli! “Hazine arazileri, milletimizin ortak yaşam alanlarıdır. Adrese teslim ihalelerle peşkeş çekilemez, izin vermeyiz!” diyor Mehmet Tosun. Hemen ardından da ekliyor; “Ama bitmedi bitmeyecek! Önüne Türkiye haritasını koyup kamunun mallarını talan edenler, bu işin peşini bırakmayacak. İnşallah verilen iptal kararı yargıdan dönmez! Takipçisiyiz, hepsinin hesabını tek tek soracağız.”
Umarım, bu hesapların sorulacağı gün gelir.
O konuda da hiç iyimser olamayacağım, üzgünüm. Siyaset buram buram “totaliter” rejim kokuyor… Korku dağları sarmış, içeridekilerin sesi, dışarıdakilerden daha gür çıkar hale gelmiş!!! Çünkü bütün namusluların tepesinde Demokles’in kılıcı! Halbuki bu kılıcın anlamı çok başka değil miydi? Ben mi yanlış biliyorum?
Siraküza Kralıydı Dionysos…. Kral olmanın çok konforlu bir iş olduğunu söyleyen Demokles’i yemeğe davet etmişti. Demokles’i oturttuğu koltuğun üzerinde, incecik bir iple bağlı ağır bir kılıç vardı. Oturduğu koltuğun konforuna, önündeki lezzetli yemeklerin bolluğuna aldanmasın diye…
O kılıç, şimdi her ne hikmetse gücü elinde bulunduranların değil, güce karşı duranların tepesinde sallanıyor. Sosyal medyanın klişe timine saygılar…
Dünyanın sorunu; akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların küstahça kendilerinden emin bir şekilde ortalıkta dolaşması…
Bu çok evrensel bir sorun, başka bir yazıda üzerine düşünüp konuşalım. Fakat şimdi konumuz Bodrum…
Bodrum nasıl kurtulur?
Belli ki siyaseten yapılan tercihler, Bodrum’un kurtuluşunu mümkün kılmıyor. Her gelen, çatır çatır ruhsat vermeye, -miş gibi yapmaya devam edecek. Bodrum’da aldığımız nefes bile tozlu artık! Boş kahramanlıklara, hamasete karnımız da doydu, gönlümüz de.
Hukuksuz yapılaşma aynı şekilde devam ediyor Bodrum’da. Konut projeleri, otel-turistik tesis yatırımları, madencilik ruhsatları, hepsi hukuksuz! Açılan davalara bakıyorum, bir elin parmakları kadar bile değil. Bürokrasinin itelediği yağma, Bodrum’u almış götürüyor. Cennet Koy ne ki? Daha ne cennet koylar gidecek, haberimiz yok! Katarlılara satılan koskoca bir burun var mesela gözümüzün önünde! Dur bakalım, onun da sırası gelecek…
Şimdilik, dikkatimizi Gökburun’a, Cennet Koy’a vermeye devam edelim. Ruhsat iptali, yerel yönetim anlamında yeni bir dönemin de başlangıcıdır. İnşaat ise devam etmekte! Bu işin yargı süreci var şimdi. Bakalım, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız yargısı, bu konuda ne diyecek?
Takipteyiz.
Eline sağlık sevgili Selda
Sn.yazarımız Selda’cim Bodrum daki sıkıntıları, özetlemen beni üzdü … memleketimiz çoķ kötü bir çıkmazda kolay bir yol olası yok gibi..Çook sağlıķlı düşünereķ kararĺar vermeliyiz..Halkımızdan ümitliyim diyebiliyorum.umutlarımız gerçek olur inş.Sana kolayliklar diliyorum..kendine iyi bak canımız önemli…???????