Yazarlar

BAŞKAN ARAS’IN EKMEKLE İMTİHANI.

10 yıl kadar önce linkini (https://haber.sol.org.tr/serbest-kursu/tayyipin-ekmekle-imtihani-ayhan-karahan-haberi-67383) verdiğim yazıyı kaleme alırken, şu ankini yazacağımı aklımdan geçirmemiştim. Gene ekmek, gene imtihan ama yazının öznesi ulusaldan, yerele denk gelmiş bu kez. 10 yıl..

BAŞKAN ARAS’IN EKMEKLE İMTİHANI.

10 yıl kadar önce linkini (https://haber.sol.org.tr/serbest-kursu/tayyipin-ekmekle-imtihani-ayhan-karahan-haberi-67383) verdiğim yazıyı kaleme alırken, şu ankini yazacağımı aklımdan geçirmemiştim. Gene ekmek, gene imtihan ama yazının öznesi ulusaldan, yerele denk gelmiş bu kez.

10 yıl önceki zatı yazarken başbakandı, benim yazımdan sonra cumhurbaşkanı oldu. Şimdiki yazının odağında yer alan beyefendinin yükseliş trendi de umarım öncekine benzer. Ama Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar’ın ekmek merkezli açıklaması, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın mevzuda dahil olması…

Tepkilere bakınca bayram değilken, seyran değilken; Ahmet Aras, Cihan Kolivar’ı niçin öptü? Kolivar’ın sözlerindeki; “Ekmek aptal toplumların temel gıda maddesidir. Bizim toplum ekmek ile doyduğu için böyle 20 senedir başında yöneticiler duruyor” bölümünün saray ve saz ekibini rahatsız ettiği aşikar. Yoksa 10 yıl önceki yazımın öznesi de; “Ekmeğin beyaz renkli olanını sofralardan kaldıracağım” diyordu. Yani farklı bir renkli olanından söz etse de; “Artık ekmeğin o türü yaşamda ve sofralarda olmayacak” buyurmuştu. Acaba Başkan Aras o dönem de; “Sen kimsin? Üstelik akça-pakça mübarek ekmeği sofralarımızdan kaldırıyorsun” iç çekişinde bulunmuş muydu? Elbette bilinmez. Ama ekmeğini, ekmekten kazanan sendika başkanına resmi ağızdan tepkiyi Ömer Çelik verdi. Çelik; “Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar’ın sözleri nefret söylemidir. Milletimizi ve ekmeği aşağılayan açıklamaları hadsizliktir. Bu şahsın milletimizi ve ekmeği aşağılamanın yanı sıra husumet siyasetinin elamanı olduğunu belli eden açıklamaları ise başlı başına nefret siyasetidir” diyerek aslında Kolivar’a makus bir kader de çizmiş oldu. Tutuklandı. O süreçleri sıklıkla yaşadığımdan iyi bilirim; “Şapkadan tavşan çıkarma” hallerinin hukuksal iz düşümlerini. Başkan Aras ve hakim iktidar sözcüsü Ömer Çelik de, ekmek hassasiyetleri ne ölçüde örtüşür?

EKMEK KUTSALDIR, ZAM YAPAN EN BÜYÜK GÜNAHKARDIR.

“Ekmek kutsaldır” önemli bir kabul. Ekmek kutsalsa, ekmeğe niye zam yapılır? Ya da ekmeği aşağılamak, milleti-devleti aşağılamak ise; Ekmeğe zam yapan; halk düşmanı, vatan haini midir? Ekmek zamcısı ve ekmekle oynayan, dinsel boyutta da en büyük günahkar mıdır? Belki Diyanet, bir Cuma hutbesinde minberden buna açıklık getirebilir.

Ekmek kavgasının bu tarafında yer alanlar en çok da; bu ülkede ekmek almaya fırına giden çocukların yaşamla vedalaşmasını dert ederler. “Berkin Elvan’dır, fırından ekmek al(ama)manın adı.” O ekmek alınamadı, çünkü çocuk öldürüldü. Alınmayacak mı? Üstelik fırından çıkmış haliyle, kokusu da üzerindeyken alınacak. O eve götürülecek o ekmek. Şehmuz Cedikli vardı bir de. 75 yaşında işçi emeklisi. Emekli maaşı yetmeyince ayakkabı boyacılığı da yapıyordu. Bir sabah ayazında Adana’da, belediyenin ucuz ekmek kuyruğunda saat 04.00’de yani henüz sabah ezanını duymamışken ayaza karışmıştı cansız bedeni. İşçi emeklisi ve çift maaşlı Şehmuz amca o ekmeği alabilseydi, eşi ve çocuğu ile kahvaltıya oturabilseydi o alınamamış ekmek çok kutsal olacaktı. Ha keza ekmeksizlikten intihar edenlerin yaşamı az mı değerli ve kutsaldı? Açlıktan intiharlar sıradanlaştı ve 3. sayfaların küçük ve zor okunur sütunlarında yer almakta artık.
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı buğday taban fiyatı, mazot ve gübredeki artışın orantısız bir şekilde altında kalmasaydı o buğdaylardan öğütülmüş un da, fırından çıkan ekmek de daha bir kutsal olacaktı.

Ekmeğe makro düzeyde bakıldığında kutsallık ayrı bir tonaja oturuyor. Türkiye dünyada Endonozya ve Mısır sonrası en çok 9.5 milyon ton ile buğday ithal eden ülke. Rakamı veren FAO(Dünya Gıda örgütü) 2022-2023’de de durumun değişmeyeceğini söylüyor. Bir dönem dünya buğday ambarı olan Türkiye’de ithal buğday ile üretilen ekmek ve giderek yok olma noktasındaki yerli buğdaydan ekmeğin kutsallık oranlarında, değerlerinde bir farklılık var mıdır? Bunca sorun, dert arasında ekmekle haşır-neşir olma becerisi gösterebilen başkan Aras’ta bunun mutlaka bir nedeni vardır. GDO’lu, hormonlu ekmekteki kutsallık meselesini sorgulamayı önümüzdeki sürece yaymakta fayda var gibi.

EKMEKLE OLUŞAN OBEZİTE KUTSAL MI?

Hemen bu arada CHP’li belediye-ekmek mevzusu deyince İmamoğlu’nu atlamak haksızlık olur. İş zaten ekmek zammından çıkmıştı. Ekmek fiyatının İstanbul’da 5 TL. 7.5 TL:’ye çıkmasına ramak kaldı. Halk Ekmek 3 TL.’den satıyor. İmamoğlu’nun ekibi yıl sonuna dek, ekmeğin 3 TL.’den satılacağını deklare etti.
Bu arada da İmamoğlu deyince bugün duruşması var. Bu Türkiye’nin, “Onur Duruşması” olarak hukuk ve demokrasi tarihinde elbette yerini alacaktır. Başkan Aras’ın buna dair bir yaklaşımına ve açıklamasına henüz rastlayabilmiş değilim. Ama adalet de en az ekmek kadar kutsal bir kavram olsa gerek. Ekmek, su, hava denli… Egemenler kriz anlarında halka; “Ekmek bulamayan, pasta yesinler” der. Ama İmamoğlu’nun İstanbul’da haramilerin saltanatına ekmek çıkarmadığı çok açık. O sebepten de saltanatın şefinin doğrudan hedefi olur kendisi. Yeri gelmişken acaba Bodrum Belediyesi, halka ucuz ekmek satma hazırlığında mı? Ekmeğe yakınlık bundan sebep olabilir mi? Üstelik Bodrum’da bu (ışıklar içerisinde uyusun) Halkçı Başkan Emin Anter döneminde gerçekleştirilmişti.
Bu ekmek meselesi çok zengin içeriğe sahip. Üzerine fasiküller yazılsa az gelir. Ama az-buçuk ekmeğin bilimini yaptım dersem abartı olmayabilir. 9 Eylül Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Beden Eğitimi Ve Spor Bölümü mezunuyum. İki dönem, “Beslenme Bilgisi” dersi gördüm. Kıymetli bir akademisyen verirdi dersi. “Ekmek başta olmak üzere karbonhidratlı yiyecekler tüketmeyin. Bu sadece bedensel aktivasyonunuzu değil, zihinsel performansınızı da olumsuz etkiler” derdi sıkça. O dönemler anımsıyorum. Aerobik Jimnastik salonları yaygın olarak kilo verme merkezleri gibi çalışıyordu. Obezite uç veriyordu. Ekmekle oluşan obeziteye bir kutsallık atfetmek o dönem kimsenin aklına gelmemişti heral. Hatta çok da uzun olmayan bir zaman öncesinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO), “Türkiye ekmek sorununu hallederse, sağlık sorununu da %30 düzeyinde çözebilir” gibi bir tespitte bulunmuştu anımsadığım.

EN KUTSALI, EKMEK KAVGASIDIR.

Her musibetten bir ders olası. Başkan Aras ekmek kaynaklı obeziteyi yetki alanı içerisinde ele alabilir. Obezite aşırı kıllanmaya da neden oluyor. Bunun etkisi ile ona, buna kıl kapan danışman ya da açıklama uzmanları Aziz Nesin’in olumsuzladığı kategorik çoğunluğa tespih tanesi gibi de düşebilir. Özellikle bu tarz ulusal gündemi ilgilendiren konularda açıklama yapacakların bir süre öncesinde ekmek perhizine girmeleri yararlı olabilir mi? Bodrum’un bekası açısından yerel karar mekanizmalarında (özellikle karar aşamalarında) ekmeği dengede tutmak, sağlıklı sonuçlara ulaşmanın önünü açabilir. CHP doğal olarak ekmek saflaşmasında Kolivar kulvarında yer aldı. O düzlemde başkan Aras yalnızlaştı. CHP’de; Başkan Aras’tan gayrısı, Kolivar’a kurulan kumpasa onay ve yol vermedi. Buradan ekmek çıkmayacağı çok belli. Burada en kutsal, en bakir, en temiz koyları, ormanları yağmalayanların; “Kutsal ekmek” üzerinden yarattığı provoksayon lokmasının bu bereketli topraklar üzerinde Başkan Aras’tan başka yutanı olmamış anlaşılan. Bodrum’un haramzadeler üzerinden, öğreneceği bir helallik tanımlaması olmasa gerek. Bu toprakların hamurunun insan mayası peksimetle yoğrulmuştur. Haramı bilmez, helal olmayana el sürmez. Hırsızdan alacağı ahlak ve kutsallık dersine de ihtiyacı yoktur. Hani bir atasözü vardır. “Başkan ekmek gösterirse; etrafı fırını yağmalar, buğday ambarını deler” denir. Ama en kutsalı: “Ekmek kavgası” olsa gerek. O kavga ki; harami sofralarını dağıtacak, saltanatları yıkacak, zamanları tutuşturacak elbet. Ekmek kavgasından kutsalı yok. Bu kavganın güncel telaffuzuysa: “Hak, hukuk, adalet…”

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL