Milta Bodrum Marina Osmanlı Tersanesi Kaymakamlık Sanat Galerisi, 2 – 15 Ağustos tarihleri arasında; Ahmet Rüstem – Hakan Sorar, Büşra Çeğil, Doğu Çankaya, Emre Bulut, Evren Erol, Jennifer İpekel, Selin..
Milta Bodrum Marina Osmanlı Tersanesi Kaymakamlık Sanat Galerisi, 2 – 15 Ağustos tarihleri arasında; Ahmet Rüstem – Hakan Sorar, Büşra Çeğil, Doğu Çankaya, Emre Bulut, Evren Erol, Jennifer İpekel, Selin Karataş, Serap Özergin, Tahsin Engin Gökten ‘nin ‘’ İmge , Mekan , İnsan : Yazgı Kardeşliği ‘’ isimli karma sergisine ev sahipliği yapıyor. Serginin danışmanlığını Tao Ulusoy yapmakta, kavramsal çerçevesi ise Dr. İpek Çankaya’ya aittir.
2 Ağustos Çarşamba saat 19:00’da siz sanatseverleri Milta Bodrum Marina’da sanatla buluşmaya davet ediyoruz.
İmge.Mekan.İnsan: Yazgı Kardeşliği; insan ve insan ürünü mekanlar ve sanatsal yaratımlar arasında gelişen, görünen ve görünmeyen bağlardan yola çıkıyor ve bu üçlüyü birbirlerinin varlığını etkileyen, ortak bir yazgıyı paylaşan “kardeşler” olarak ele alıyor.
Sergi; eski ile yeninin, korunan ile geriye kalanın buluşmasının yollarını, yazılmamış geçmişlerin izlerini, güncel ve yeni imgelerde ortaya çıkan sanatsal yanıtları araştırıyor.
Sergi mekanı olan 18. yüzyıl Osmanlı tersane ve tekne yapım merkezi Bodrum Osmanlı Tersanesi’nin tarihi dokusu ve bugün yaydığı duygu ile tersane arazisi içinde bulunan kuleden dönüştürülmüş sanat galerisinin eklektik yapısı serginin odak noktalarından bir diğerini oluşturuyor.
Mekan ve yapıtlar arasında, birbirine yanıt veren biçimde ilişkiler kuran sergi, yarışma ve sınıflandırma mantığından uzak, kapsayıcı bir sergileme modeli izliyor.
İmge.Mekan.İnsan: Yazgı Kardeşliği şu önermeden ilerliyor: İnsanı bir imgeye tutunduran bazen bir hayal bazen bir anı bazen bir yer bazen açığa çıkarılmak istenen bir bilgidir. Ne mekan ne insan ne de imgeler akıp geçen zamanda aynı kalmaz, hepsi değişir. Mekanların kaderi insana bağlı gibi görünür. Oysa her yapı; geçmişi, değerleri ve yansımalarıyla insan topluluklarının yaşamını etkiler.
Başka bir paradigmada, yarış gibi görünen şey burada rekabetsiz bir ortaklığa, bir yazgı kardeşliğine dönüşür.
Kayıp Zamanın İzinde adlı eserinde Marcel Proust der ki: “Bir imgenin belleğimizde yer eden anısı geçmişte yaşanmış belli bir anın pişmanlığından başka bir şey değildir. Ve evler, yollar, meydanlar kaçar giderler. Heyhat! Yıllar gibi.”
Biz diyoruz ki:
İmgeler değişir… Mekanlar değişir… İçinde yaşayan insanlar değişir… Kurdukları hayaller ve belleklerinde biriktirdikleri değişir…
Ama birbirlerine görünmez bağlarla bağlanmaları değişmez.
Bu bağları keşfetmenin yolu yapıtları bulundukları ortamla bir arada düşünmek ve kendi anlam dünyamız içinde değerlendirmektir.
İpek Çankaya
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)