Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin grup toplantısında AKP genel Başkanı sıfatı ile kullandığı; “Sürtük ve çürük” ifadelerine tepkiler dinmek bilmiyor. Türk Dil Kurumu sözlüğü “sürtük” kelimesini “Vaktini çok gezerek geçiren,..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin grup toplantısında AKP genel Başkanı sıfatı ile kullandığı; “Sürtük ve çürük” ifadelerine tepkiler dinmek bilmiyor.
Türk Dil Kurumu sözlüğü “sürtük” kelimesini “Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın”, “aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın” ya da “hayat kadını” ifadeleriyle tanımlıyor.
Dil Derneği Sözlüğü’ne göre de bu kelime bir küfür. Hukukçular da bu ifadelerin hakaret suçuna konu oluşturduğu noktasında hemfikir. Yargıçlar Sendikası’nın eski Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Fikri Talman’a göre birine; “sürtük, çürük” demek suç. Bu konularda benzer çok fazla yargılama yaptığını söyleyen Talman, “Bu ifadenin de suç ifadesi olarak kabul edilmesi gerekiyor” dedi.
Geçtiğimiz cumartesi günü partisinin Kızılcahamam toplantısında da gelen tepkiler üzerine AKP Genel Başkanı Erdoğan: “Gezi olaylarında sergiledikleri tutuma yakışan teşhisi koyduk. Biz hep milletimizin diliyle konuştuk. Milletimiz bu vandalları nasıl tanımlıyorsa biz de öyle dedik. Onlara bu söz neye karşılık geliyor bilmiyoruz ama dediğimiz çok açık. Milletimiz, Gezicileri nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz” demiş ve kullandığı sözcüklerin arkasında durmuştu.
Erdoğan’a gösterilen tepkiler daha da büyürken, partisinden bu konuda belirgin bir sahiplenmenin olmayışı da dikkatlerden kaçmadı. Bugün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin olağan haftalık grup toplantısında; “Sayın Erdoğan ve arkadaşları sayesinde, artık her yeni güne; ‘Bugün acaba ne olduk?’ diye uyanıyoruz. ‘Bugün acaba hangi hakarete maruz kaldık?’ diyoruz. ‘Bugün acaba hangi konuda suçlandık?’ diye merak ediyoruz. Çünkü Sayın Erdoğan, milletimize yönelttiği hakaretler yelpazesini, her geçen gün, daha da çirkinleştirerek genişletmeye devam ediyor.Tarihinin her döneminde, ‘Aziz’ olan, Büyük Türk Milleti, Ak Parti iktidarı nezdinde; Bir gün hain oluyor. Bir gün terörist oluyor. Bir gün nankör oluyor. Bir gün şükürsüz oluyor. Bir gün vicdansız oluyor… Nitekim geçtiğimiz hafta da, hiç utanmadan, sıkılmadan, zerre duraksamadan, bu aziz millete, ‘çürük ve sürtük’ dendi. Bu hakareti; denize dökülüşünü unutamayan bir Yunanlı etmedi. Bu hakareti; geçmiş yenilgisinin karın ağrısını taşıyan bir İngiliz de etmedi. Bu hakareti; travmalarını atlatamayan bir Fransız da etmedi. Bu hakareti; Bu ülkenin Cumhurbaşkanı etti, Cumhurbaşkanı! Yazıklar olsun!” sözleriyle AKP Genel Başkanı’na tepkisini dile getirdi.
İYİ Parti üyesi çok sayıda Bodrumlu kadın Erdoğan hakkında Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulundu.
İYİ Parti Kadın Politikaları Bodrum Başkanı Nilay Konday: “Cumhurbaşkanının tüm televizyonlarda canlı yayında alenen kullandığı ifadenin açıkça ‘hakaret’ suçunu teşkil ettiği Yargıtay’ın İçtihatlarıyla sabittir. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı bu eylemi ile Anayasamızın 103.maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanı yemini de ihlal etmiştir. Bizler; Türk kadınları adına, tüm kadınlar adına toplumsal ve siyasi vazifemiz gereği Sayın Cumhurbaşkanı’nın suç teşkil eder eylemine istinaden Ankara Cumhuriyet Savcılığı nezdinde şikayette bulunduk” görüşlerine yer verdi.
CHP’li kadınlar kitlesel olarak suç duyurusunda bulundu. Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunan kadınlar Bodrum Adliyesi’nde yaptıkları açıklamada bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacaklarını ifade ettiler. Konuyla ilgili CHP üyesi mimar Ayla Gürpınar; “Sayın Akp Genel Başkanı, Cumhur Başkanı; Gezi direnişine katılan kadınlara ve erkeklere kendi sözcükleri ile hakaret ederek bir kutuplaşma yaratmak istedi ise de tam aksi oldu. Gezi de bulunan veya bulunmayan, Gezi ruhuna sahip; her kadın ve erkek de aynı duygular ile bir araya geldi. Ve bu hakareti geri püskürttü. Bizler de bu hakareti asla kabul etmeyerek kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Bizler ülkemizi doğasıyla, ağacıyla seven insanlarız. Bizler savunduklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yine CHP’nin Bodrumlu üyelerinden Hülya Özdemir: “İlk duyduğumda inanamadım. Sokakta birisinden duysak; ‘Terbiyeni takın’ diyeceğimiz sözcükleri işittik. Bu ayıbın bir an önce temizlenmesi gerek. Kadını, erkeği fark etmez. Hiç kimse bu hakaretleri hak edemez. Üzgünüm” dedi.
Herhangi bir siyasi partiye üye olmadığını ifade eden Irmak Köymen de; “Bu hakaret kadınıyla, erkeğiyle ayrımsız tüm ülke insanına edilmiştir. Kadınlar ve erkeklerin buna ortak tavır alması önemliydi. Hani, ‘Her şerde bir hayır vardır’ denir ya. Burada da sanki benzer bir fotoğraf önümüze düşüyor. Umarım bu vesile ile erkek arkadaşlarımız, babalarımız, ağabeylerimiz, komşularımız, mahallelimiz bu şok ile kendilerini de sorgularlar. Cinsiyetçiliğin ulaşabileceği noktayı daha net görürler. Ama tabi bu kadınlara yönelik ilk aşağılayıcı ifadeleri değildi. Ama pik noktası oldu gibi. Bu hakarete göğüs germek için, türban takmak-takmamak önemli olmasa gerek. Mini etekli, uzun etekli olmanın da anlamının olmadığı görüşündeyim. Hatta kadın ya da erkek olmakta mühim olmasa gerek. İnsan olmak son derece yeterli bir kıstas olsa gerek” diyerek görüş belirtti.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan; ‘çürük ve sürtük’ sözcüklerini kullanırken, toplumda kutuplaşmaya yol açacağını biliyordu. Ama beklediği olmadı. Kutuplaşma olmadı. Çünkü kadınlar tek kutup olarak bizzat kendi cinsiyetlerine, kadın kimliğine karşı bu saldırgan üsluba karşı birlik oldular. Bu ayrıştırıcı, ötekileştirici üsluba karşı kadınlar omuz omuza, dayanışma içerisinde gereken karşılığı veriyor, vermeye de devam edeceklerdir. Bu anlamda; korkmayacağız, yılmayacağız, susmayacağız.
Haber: Ayhan Karahan
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)