Bodrum’un su ihtiyacını karşılayan Geyik Barajı’ndaki suyu kullanan ve sayısız çevre felaketine yol açan termik santrallerin 30 yıldır “hukuka” rağmen faaliyet göstermesine isyan eden Muğla Su İnisiyatifi, işçilerin hakları yerine..
Bodrum’un su ihtiyacını karşılayan Geyik Barajı’ndaki suyu kullanan ve sayısız çevre felaketine yol açan termik santrallerin 30 yıldır “hukuka” rağmen faaliyet göstermesine isyan eden Muğla Su İnisiyatifi, işçilerin hakları yerine şirketi savunan sendikaya ateş püskürdü!
Muğla’da Danıştay ve AİHM kararlarıyla kapatılan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin faaliyetlerini sürdürebilmesi için siyasi partilerden destek isteyen sendikaya, Muğla Su İnisiyatifi’nden eleştiri geldi. Kapatılan termik santrallerden Yatağan’ın, kömür çıkarılamadığı için zor durumda olduğunu belirterek siyasi partilerin Muğla örgütlerine raporlar sunan ve destek isteyen sendikaya çağrıda bulunan Su İnisiyatifi “Mahkeme kararlarının uygulanmasını istiyoruz” dedi.
Muğla’da mahkeme kararlarına rağmen 30 yıldır “hukuksuz” bir şekilde faaliyetlerini sürdüren termik santrallere, kentin doğal su kaynaklarını koruma amacıyla kurulan Muğla Su İnisiyatifi’nden tepki var. Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy termik santrallerinin Aydın İdare Mahkemesi’nin Danıştay tarafından da onaylanan kararıyla 1996 yılında kapatıldığını, AİHM’nin 2005 yılında verilen kararıyla da bu kararın teyit edildiğini hatırlatan inisiyatif, 30 yıldır faaliyetlerine devam eden tesislerle ilgili gerçek dışı raporlar hazırlanarak kamuoyunun ve siyasetin yanıltıldığını savundu.
Muğla Su İnisiyatifi’nden yapılan açıklamada, “Bakanlar Kurulu’nun Türkiye hukuk tarihinde ilk olmayan, idare tarafından mahkeme kararlarına uyulmamasına karar vermesiyle santraller 30 yıldır hala çalışıyor. Muğla Su İnisiyatifi olarak, mahkemenin kararının uygulanmasını istiyoruz. Partilerin ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin santralde çalışan işçilerin işsiz kalmasına seyirci kalamayacakları ortada. Ama, Yatağan TES’in 2020 Ocak ayında sembolik olarak kapatılması üzerine, Sendika Muğla Şubesi Mali Sekreteri’nin yerel basında yayınlanan yazısında, biz ekolojistleri mealen ‘kıçıkırık çevreciler’ olarak tanımlayan, CHP milletvekillerini de “Siz oy istemeye gelirsiniz…” diye tehdit etmesini unutmadan.
Tes-İş Sendikası’nın 187 işçinin işten çıkarılmasına karşılık işverenin tarafını tuttuğunu ve işten çıkarmaları “tevekkül” ile karşıladığını hatırlatan inisiyatif “Sürecin sorumlusu işveren ve sendikadır. Santrallerin kapatılması önceden bilinen bir durumdur ve işçilerin geleceğini düşünmek ve öngörüde bulunmak işveren ve sendikanın sorumluluğundadır. Fakat işveren kar peşinde, güneş enerjisi santralini ihale şartlarına da aykırı olarak Yatağan’ın maden çukurlarına kurmakla meşgul! İşçilerin ne olacağı umurunda değil” açıklamasında bulundu.
Muğla Su İnisiyatifi’nin açıklamasında şöyle denildi:
“Turgut yeraltı kömür ocağının ÇED olumlu kararının iptalini sevinçle karşıladı. Gerekçede önemli bir yer tutan yer altı sularının olumsuz etkileneceği, tarım alanlarında önemli çökmeler olacağı uyarısına aldırmayan işveren ise mahkeme kararını temyiz etmekle meşgul oldu. Turgut’ta köy meydanındaki çeşme bin yıldan sonra kurudu. Halkın suyunu, bu arada Dipsiz Kaynağını enerji üretim şirketlerine veren Devlet Su İşleri. DSİ tarımsal sulama amaçlı Hayırlı Barajı’nın yapımından vazgeçen devlet kurumudur; idarenin kararlarında, uygulamalarında kamunun yararı olmadığı ortada.”
İşverenin ekolojik varlıklara ve insanlara verdiği zararların saymakla bitmeyeceği vurgulanan açıklamada, “45 bin insanın erken ölümüne neden olan santrallerin Kapubağ’daki radyoaktif elementleri de içeren, Yatağan TES’in atıksularıyla oluşan gölet zehir kusuyor. Kral yoluna kazı sponsoru olan Yatağan A.Ş.; yerinde korunması gereken Stratonikea Antik Kenti ile Lagina Kutsal alanı arasındaki tarihi yolun kömür ve pasa alanlarına rastlayan kesimlerinden çıkan tarihi eserleri Muğla müzesine ve Stratonikea’ya götürüyor. Sendika bunlarla uğraşacağına başka işler peşinde; işçilerin işten atılmasını normal karşılayan bir sendika düşünebiliyor musunuz? Ekolojik yıkımın devam etmesini istiyor, bununda ilgili siyasi partilere işçi sayısını abartan rapor hazırlamakla meşgul. Muğla’nın geleceği umurlarında mı? “Benden sonra tufan!” anlayışına son vermek gerekir.” denildi.
Yeniköy ve Kemerköy’ün de benzer durumda olduğu kaydedilerek Yeniköy TES’in Bodrum’un su kaynağı olan Geyik Barajı’nda biriken suyun önemli miktarını tükettiği, bu barajdan beslenen İkizköy’ü yaz ortasında 1 hafta susuz bırakacak kadar büyük bir tehlike oluşturduğu belirtildi.
Açıklama şöyle devam etti:
Akbelen’de su açısından önemli olan ormandaki ağaçların kesilmesi için bütün hukuksuzluklar sergilendi; yetmedi, zeytinlikler de yok edilecek. Ancak unutmayalım ki, Zeytin Kanunu’nda değişiklik önerisi Akbelenlilerin/İkizköylülerin direnciyle TBMM Komisyonu’ndan geri çekildi. Şimdi Kemerköy TES için kömür depolama alanı ve liman yapılacak; bunun hazırlıkları yapılıyor. Bir yandan da Güllük Limanı’ndan konveyörlerle kömür taşınması için uğraşılıyor. Sendika’nın raporu n’oluyor bu durumda, ‘yerli ve milli’ enerji n’oluyor?” diye soruyoruz? Her şey sermaye için; sermayenin ulusu, coğrafyası yoktur; kâr nerede ise ona bakar; Muğla’nın geleceği umurlarında mı? Raporları ve sözleri ile ürettikleri gerçek dışı beyanları ciddiye almanın mümkün olmadığını bir kez daha belirtiyoruz. Santral kapatılırsa Muğla’da elektrik kesintileri olacak iddiasının asılsız olduğunu, Türkiye’nin enterkonnekte sisteme geçtiğini, Muğla’da üretilen elektriğin üçte birinin Muğla’da tüketildiğini, santrallerin çalışmasının kömür madenlerinde kömür çıkartılamayacak duruma eriştiğini hatırlatıyoruz. Santrallerin çalışmasına dair Bakanlar Kurulu kararının alındığı 1996’da da gerçekçi olmadığını, Muğla’da elektrik kesintisinin o tarihte de yaşanmadığını söylemek isteriz.
Muğla Su İnisiyatifi olarak yaşam alanlarını korumanın, ormanların, suların, tarım alanlarının, kıyıların madenler ile tahrip edilemeyeceğini, Yatağan TES v.b. ile havzanın işgal edilmesine ivedilikle son verilmesini bir kez daha hatırlatıyoruz. Yaşama, emeğe, doğal ve kültürel varlıklara karşı şirketler ve ilgili idareler tarafından yürütülen işlere, kararlara karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi duyuruyoruz.”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)