Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023 Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. Komisyon üyesi olan Muğla Milletvekili Süleyman Girgin yaptığı konuşmada, Mehmet Nuri Ersoy’a turizm emekçilerinin ve turizmcilerin sorunlarını sordu.Girgin..
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2023 Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. Komisyon üyesi olan Muğla Milletvekili Süleyman Girgin yaptığı konuşmada, Mehmet Nuri Ersoy’a turizm emekçilerinin ve turizmcilerin sorunlarını sordu.
Girgin yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Sayın Bakan, 2023-2024 yıllarında yüksek yolcu kapasiteli Costa gemi firmasının ülkemiz operasyonlarını askıya aldığını öğrendik. Bu, geminin uğradığı güzergâh olan Bodrum başta olmak üzere Kuşadası, İzmir, İstanbul’u maalesef olumsuz etkileyecektir. Bu konuda çarşı esnafının, tur rehberlerinin, taşımacı firmaların, şoför esnafının ve STK’lerin talebini mutlaka ciddiye almalısınız. Öbür gemi firmalarını da negatif etkileme potansiyeli olan bu duruma mutlaka çözüm bulunmalıdır.”
Bakan’ın “yanlış, öyle bir şey yok” diye itiraz etmesi üzerine Girgin, 20 gün önce Costa gemi firmasının bu konuda odalara mail attığını hatırlattı ve sektör temsilcileriyle de görüşerek bu duruma müdahale etmesini istedi.
Sayın Bakan, yat turizminde KDV oranları yüzde 18 olarak belirlenmiştir. Hâlbuki yat turizminin amaç ve kapsamı incelendiğinde verilen hizmetin mahiyetinin ulaştırma olmadığı, konaklama olduğu açıkça görülmektedir. Deniz turizmine yönelik uygulanan yüzde 18 KDV oranı rekabet ettiğimiz Yunanistan ve Hırvatistan gibi ülkelere karşı cazibemizi ve rekabet gücümüzü azaltmaktadır. Bahse konu ülkelerde, sırasıyla yüzde 26 ve yüzde 24 olan vergi oranları, kendi ülkelerinin bayrağını taşıyan teknelere bu oranların yarısı kadar uygulanıyor. Tatillerini geçirmek üzere, destinasyon tercihi yapma eğiliminde olan müşteriler, ülkeler özelinde değerlendirme yaparken ülkemizde uygulanan KDV oranları kararlarını olumsuz etkilemektedir. Ülkemizin turizmle gelecek dövize bu denli ihtiyacı varken dünyanın en büyük ahşap ticari yat filosuna sahip ve lideri olduğumuz bu pazarda payımızı daha fazla kaybetmemek ve rekabet imkânımızı artırmak üzere deniz turizminde yüzde 18 olan KDV oranının konaklamadaki gibi yüzde 8’e indirilmesi sektörün talebidir.
Deniz Turizmi Yönetmeliği’nin 24’üncü maddesinde yapılan bir değişiklikle gezi amaçlı tekneler konusunda yeni bir düzenleme yapılmıştır ancak bu düzenleme farklı statü ve yapıdaki teknelerin aynı faaliyeti yapmalarına imkân tanıması sebebiyle sektörde haksız rekabete yol açacaktır. Ülkemizin en uzun kıyı şeridine sahip ilimiz Muğla ve benzeri bölgelerde özellikle açık denizlerde kontrol ve denetimi mümkün olmayan, önü açık hizmet kalitesinin düşmesine de neden olabilecek bu düzenlemenin yeniden ele alınarak değiştirilmesi gerekmektedir.
Muğla’daki elektrik kesintileri ve artan enerji maliyetleri işletmelere zarar vermektedir. Özellikle doğal gaz bağlantısı bulunmayan Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi on iki ay turizmi hedefleyen bölgelerimizde işletmeler kış aylarındaki yüksek ısınma maliyetleri sebebiyle kapalı kalmayı tercih etmektedir. Bu konuda bir çözüm getirilmelidir.
On iki ay turizmin yaşanmadığı, sezonluk turizm yürütülen bölgelerde nitelikli eleman istihdamı konusunda yaşanılan sorunların çözümü için kapsamlı eğitim programlarına ihtiyaç vardır. Bunun yanı sıra turizm emekçilerinin lojman sorunlarının da çözümü için Bakanlığın adım atması gereklidir.
Gece saat 01.00’den sonra müzik yasağının devam etmesi sebebiyle başta Alman turistler Yunanistan’ı tercih etmektedir, bu sebeple müzik kısıtlamasının kaldırılması çok önemlidir. Bu konuda adım atılacak mı?
Türkiye’nin yüksek kur, ucuz emek gücü ve hizmet politikası turizm bölgelerinde çeşitli sıkıntılar yarattı. Turizm bölgelerimizdeki halkımız başta kiralar olmak üzere aşırı pahalılıkla baş etmeye çalışıyor. Turistlerin uzun süreli ev kiralaması yerine otelleri tercih etmesi sağlanmalıdır. Böylece artan ev kiraları kısmen kontrol altına alınacağı gibi otellerin doluluk oranı artacak ve yıl boyunca işçilerin istihdamı da sağlanmış olacaktır.
bölgelerimizdeki halkımız başta kiralar olmak üzere aşırı pahalılıkla baş etmeye çalışıyor. Turistlerin uzun süreli ev kiralaması yerine otelleri tercih etmesi sağlanmalıdır. Böylece artan ev kiraları kısmen kontrol altına alınacağı gibi otellerin doluluk oranı artacak ve yıl boyunca işçilerin istihdamı da sağlanmış olacaktır.
Başta Muğla ve Antalya olmak üzere, sezonluk iş yerlerinin kışın açık tutulmasına yönelik destek programları hazırlanmalı ve sezonluk işçilerin kışın çalıştırılması desteklenmelidir. Turizm emekçilerinin sezon dışında geçimlerini sağlayacak desteklemeler mutlaka yapılmalıdır. Nitelikli turizm eğitimi konusunda adım atılmalı ve sektördeki stajyer emeği sömürüsüne son verilmelidir.
Sayın Bakan, 8 Kasım’da bir TV’de, sektöre sadece 100 yerli acentenin ve yabancı acentenin getirdiğini söylediniz. Bu acentelerin sahiplerinin de arkadaşınız olduğunu, Whatsapp‘tan yazıştığınızı söylediniz ancak Sayın Bakan, Türkiye’ye gelen 50 milyon turistin 40 milyonu seyahat acentesiyle geliyor. Sonuç itibarıyla bu işi 100 acentenin yapmadığını geriye kalan 10.900 acente biliyor; siz de biliyorsunuz. Herkesin çorbada bir tuzu var, kiminin daha fazla kiminin daha az ama seyahat acentelerini küçümseyen tavrı sektör temsilcileri kınadı; biz de kınıyoruz. Acenteleri küçümsemek yerine, sizi, sektöre dair çıkarılacak yasayı hızlandırmanız konusunda adım atmaya davet ediyoruz.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)