Bodrum

Bodrum’un Cennet Koyları Kurtuldu

Bodrum’un Mazı ile Milas’ı Çökertme köylerindeki cennet ormanlarla kaplı cennet koyları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 2014 yılında onaylanan “Çökertme Turizm Merkezine” ilişkin 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının iptalinin Danıştay tarafından..

Bodrum’un Cennet Koyları Kurtuldu

Bodrum’un Mazı ile Milas’ı Çökertme köylerindeki cennet ormanlarla kaplı cennet koyları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 2014 yılında onaylanan “Çökertme Turizm Merkezine” ilişkin 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının iptalinin Danıştay tarafından onanması Bodrumluları sevindirdi.
Bu kararla Mavi yolculuğun başladığı Kissebükü’nden Çökertme’ ye kadar olan 243 hektarlık turizm tesis alanı projesinde centte koyların betona dönüşmesi engellendiğini belirten ve özel açıklamalarda bulunan Ayhan Karahan “Burada yargı, siyasi iradeye ve idareye onun ilgili bakanlıklarına, makamlarına sadece hukuk-adalet dersi vermemiştir. Yani Çökertme Planı ile Çökertme’ye, çökmek istiyorlardı. Yargı dur” dedi diye konuştu.

Bodrum Denizciler Derneği ve STK’ların Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanan Çökertme Turizm Merkezine ilişkin 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının iptali için 6 yıl önce dava açmıştı. Muğla 1. İdare Mahkemesi, planı, mevzuata, şehircilik ilkelerine uygun bulmayarak iptal etti. İptal kararının Danıştay 6. Daire tarafından da onandığını belirten Bodrum Yurttaş İnsiyatifi yaptığı açıklamada turizm merkezi olarak ilan edilen bölge, yaklaşık 796 hektar alanı kapsadığı plana göre, 243 hektar turizm tesis alanı, 112 hektar kentsel gelişim alanı, 268 hektar orman alanı, 133 hektar doğal karakteri korunacak alan, 7,99 hektar yeşil alan, 7.5 hektar ise 1. derece arkeolojik sit alanı olarak ayrıldığını belirtti.

CENNET KOYLAR BETONA DÖNÜŞECEKTİ

Bodrum Yurttaş İnsiyatifi adına SÖZCÜ’ye özel açıklama yapan Ayhan Karahan Plan kapsamında turizm tesis alanları yoğun olarak koy, burun, yarımada gibi doğal karakterlere sahip Azmak Burnu, Çökertme Koyu, Hurma Koyu, Kissebükü, İnceyalı, Taşlıyalı kıyı kesimlerinde planlanmış olup planlama bütününde 243 hektar büyüklüğe sahip olduğunu belirterek, Danıştay 6. Daire verdiği onama kararında “Turizm merkezi sınırları içerisinde her tür ve ölçekte plan yapma yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığına ait olduğundan ve planlama alanının tamamında anılan turizm merkezi kararının halen geçerli olduğu anlaşıldığından, davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan dava konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında yetki unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” ifadelerini kullandığını söyledi.

ÇÖKERTMEYE ÇÖKEMEDİLER, ÇÖKEMEYECEKLER DE

Danıştay 6. Dairesi’nin iptal kararını onamasının bölge açısından hayati önem taşıdığını belirten Ayhan Karahan “ Burada yargı, siyasi iradeye ve idareye onun ilgili bakanlıklarına, makamlarına sadece hukuk-adalet dersi vermemiştir. Aynı zamanda yurttaşlık ve hayat bilgisi dersi de vermiştir. Çökertme Turizm Merkezi Planı olarak bilinen plan Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’nın 6481 sayılı oluru ile 2014 Nisan ayında onaylandı. Bu da öncekiler gibi imar planı değil, adeta Mazı olarak bilinen bölgenin idam fermanıydı. Yani Çökertme Planı ile Çökertme’ye, çökmek istiyorlardı. Burası hukuki süreçte de değinildiği gibi destansı doğal güzelliğe sahip, ülkenin ve hatta dünyanın en bakir koylarının bir arada olduğu çivi çakılmaması gereken cennet bahçesidir. Suyu muhtemelen hayatında sadece bardakta görmüş bir anlayış en güzel koylarımızın beton mezarlığına dönüşmesine o tarihte ferman çıkarmıştı. Bölge halkı ve bizler memleket ve doğa sevgimizle gereğini yaptık. Denizcilerimiz öncülük yapıp, işaret fenerini çaktılar. Süreci başlattık. Bölgeye üşüşen çekirge sürüsü hukuki süreçte 3 kez zıplamaya çalıştı. İlkinde Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin 2014/1299 Esas Nolu kararı ile zıplayamadılar. Ama durmadılar. 2.’sinde İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin 2017/724 Esas Nolu kararı ile gene sıçrayamadılar. 3.’sünde de bu artık kesinleşen karar ile (doğanın, bölgemizin ve yaşayanların kazandığı şimdiki Danıştay 6. Daire kararı ile) zıplayamadılar” dedi.

GİDERAYAK NE GÖTÜRÜRSEK KARDIR DEYİP HER YERE AL ATIYORLAR

Karahan açıklamasının devamında ise bölgeye rant amaçlı saldırıların devamının geleceğini belirterek “Bu yağmacıların bölgeye yönelik ne ilk imar saldırısı idi. Biliyoruz ki bu ne de son olacaktır. Gözünü rant bürümüş bu çılgınlık durmayacak. Ama bizlerin memleket sevdası, onların yağma hırslarından daha güçlü. Biz bu hukuki ve fiili süreçleri gelecek nesillere onurumuzla miras olarak bırakacağız. Peki ya onlar bu imar planı adı altında dayattıkları idam fermanlarını nasıl açıklayacaklar? Bir de niye her rant taşını kaldırdığımızda altından malum kesim çıkar hep? Bir de son dönem dikkatimizi çeken durum söz konusu. Birileri yangından adeta mal kaçırır telaşında. Giderayak ne götürürsek misali her yere ellerini atıyorlar. Bu telaş da onlara inanılmaz hatalar yaptırıyor. Düşünüyor musunuz? Adamların yağmalamayı düşündükleri koylardan Roma dönemine ait tarihi eserler, sütunlar çıkıyor. Bunu tespit ettiriyoruz. Ama Anıtlar “O tarihi eserler önceden orada değildi. Sonradan getirilip bir gece yarısı oraya atıldı” diye rapor düzenliyor. Akla, hayale gelmeyecek oyunlar. Mizah dergilerinin pabucunu dama attıracak komedi boyutu. Az önce de dediğim gibi son yaşadığımız hukuk süreci her anlamda ders niteliğinde. Orada Akdeniz fokları, eşsiz doğal siluet, ormanlar, mavi yolculuk, betonlaşmanın ölümcül sonuçları bizzat mahkeme dili ile dosyalar arasında yer almıştır. Bu son kabarık dosya da bizlerin onur ve zafer belgemiz olduğu denli, onların da utanç ve bir kez daha yenilgi vesikası olarak tarihte yerini alacaktır” diye konuştu.

GİDİYOR GİTMEKTE OLAN AMA GİTMEKTE OLAN…

GÖTÜREBİLDİĞİNİ DE GÖTÜRMEK İSTİYOR İZİN VERMEYECEĞİZ

Karahan açıklamasının sonunda Bodrumlular Kissebükü ve Çökertme koylarında planın iptali için Bodrumluların defalarca eylem yaptığını belirterek koyları yapılaşmaya açanlara yönelik “Niyetinizi biliyoruz, izin vermiyoruz. Gidiyorsunuz, daha az günahla gidiniz. Sizin koylarımıza her yağma saldırınızda, motorları maviliklere süreceğiz, vazgeçmeyeceğiz. Bu bereketli topraklar üzerinden asla umudumuzu ve emeğimizi en çok da sevgimizi eksik etmeyeceğiz.” Kamuoyu şunu bilmelidir: “Gidiyor gitmekte olan. Ama gitmekte olan, götürebildiğini de götürmek istiyor. Buradan götürebilecekleri tek yaprak, tek kum tanesi, tek kürek toprak yok. Yanlış adresteler. Bu memleket sahipsiz değil. Özellikle onların bu son dönemlerinde daha uyanık ve dikkatli olacağız. Nöbette olacağız.” Dedi.

Kaynak: Sözcü

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL