Hepimizin içinde bir offroad merakı, biraz da 4×4 sevdası varmış! Bunu ben değil, işin ustası “Başkan Murat” söylüyor… Ralli dünyasının “Jeep’lere fısıldayan adam” olarak tanıdığı Murat Taşlıdağ ile Bodrum’da klasik..
Hepimizin içinde bir offroad merakı, biraz da 4×4 sevdası varmış! Bunu ben değil, işin ustası “Başkan Murat” söylüyor… Ralli dünyasının “Jeep’lere fısıldayan adam” olarak tanıdığı Murat Taşlıdağ ile Bodrum’da klasik otomobil ve off road tutkunlarının buluşma adresi olan atölyesinde bir araya geldik. Yanımızda, Bodrum’un çok yakından tanıdığı bir isim de vardı. Mehmet Tosun… Mehmet Tosun’u siyasi kimliği ile Bodrum’da tanımayan yoktur. Uzunca bir dönem Konacık Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra iki kez Belediye Başkanlığı yarışına girdi, şimdilerde ise İYİ Parti Genel Merkezi’nde Kalkınma Politikaları Turizmden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini sürdürüyor. İş hayatındaki ve siyasi yaşamındaki disiplinli duruşu ile bilinen Mehmet Tosun’un tam bir off road tutkunu olduğunu çok az kişi bilir… Bu işin gösterişini yapanlardan değil, klasik otomobillerin ruhunu anlayanlardan biri o da. Tıpkı yakın dostu, ustası ve off road’da mentoru olan Murat Taşlıdağ nam-ı diğer “Jeep’lere Fısıldayan Adam” gibi…
Murat Taşlıdağ, Ustaların Ustası Ziyaetdin Taşlıdağ’ın oğlu. 1947 yılında Erzurum’da mesleğe başlayan Ziya Usta, Türkiye’de “Başarı belgesi” olan tek usta… Bu belge, 1963 yılında DSİ Makine Eğitim Merkezi tarafından verilmiş kendisine… Amerikan Marshall yardımıyla Türkiye’ye giriş yapan jeep’lerin ustalarını da Amerikalılar yetiştirmek istemiş. Bir tek Ziya Usta o eğitimi almak için ta Erzurum’dan Ankara’ya gitmiş. Evli barklı, çoluk çocuk sahibi Ziya Usta, tam 446 saatlik eğitimi tamamlayıp “Tescilli Usta” olmuş. Sadece Bodrum’da değil, Anadolu’nun her yerinde sayısız jeep var o yıllarda. Devlet kurumlarına gönderilmiş bu araçlar, bir süre kullanıldıktan sonra hurdaya ayrılmaya başlamış. Ziya Usta’nın bu eski jeep’leri halka kazandırmak için Ankara ile yazışmaya başlaması işte o döneme rastlıyormuş. Üç aylık eğitimin ardından dört erkek evladına el veriyor Erzurumlu Ziya Usta. Dördü de hem usta, hem de Ahi geleneğiyle büyümüş esnaf oluyor. Bu tutku, bu adanmışlık ve bu sevgi, babadan oğula, anlaşılan o ki oğuldan da toruna geçmiş. Oraya da geleceğiz. Hikayenin bu kısmı, Bodrum’dan Miami’ye uzanıyor, çok okunası 🙂
Bodrum’da bu jeep’lerin yeri başkadır. Ustaların ‘klasik’ dediği bu güzellikler, aynı zamanda ‘gelenek’ anlamına geliyor bizim buralarda. Eskiden, Bodrum’da kız istemeye bu jeep’lerle gidilirdi. Toprak yollardaki köy gezmelerinin tartışmasız en üstü yetenekli vasıtasıydı jeep’ler. 1950’li yıllar, ülkedeki herkesin cebinde parasının olduğu yıllardı. Devlet köylere yatırım yapıyor, herkes iş sahibi olabiliyordu. Ama en büyük sorun ulaşımdı. Bodrum’da da birkaç tane taksi vardı. Köy yolları ise bozuk ve toprak olduğu için taksiler o yollara girmek istemezdi. İşte jeep furyası, o yıllarda başladı. Şoförler jeep alıp taksicilik yapıyordu. Eşya taşımak isteyen, Pazar alışverişine giden, düğün yapan herkes için müthiş bir kolaylık, aynı zamanda da konfordu bu emektarlar.
Mehmet Tosun, o yılları gülümseyerek hatırlıyor. “Bizim çocukluğumuz bu araçlarda geçti. Biz, jeep’lere erişebilmiş son nesiliz aslında. Bir sonraki nesil, bunlarla bizim kadar haşır neşir olamadı ne yazık ki” diyor. Tosun, 1985’li yıllardan itibaren yaklaşık 25 sene jeep’lerle teşvik-i mesaisi olduğunu anlatıyor. Bugünkü merakı ve tutkusu da işte o yıllardan geliyormuş; “Hem Bodrum’a dair hatıralarımızı yaşatıyor, hem de kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bu da bir dönemi anlatan bir kültür, bir sevgi çünkü.” diyor.
Bodrum’da kız isteme ritüelinin esas aktörü olan jeep’lerle ilgili Sabahattin Efe’nin bir anlatısı dikkatimi çekiyor. Murat Usta’nın atölyesinin duvarında asılı 2001 tarihli bir gazete kupürü… Şöyle yazıyor:
“Kız istemeye gitmek ciddi bir iştir, gizlilik esastır. Akşam, dere başında ışıkları sönük tenteleri kapalı jeep hazır bekler, şoförün ağzı sıkısı yeğlenir. Zahmeti fazladan verilir ki kimse duymasın, komşularda kız varken Gürece’ye, Dereköy’e kız istemeye gittiler diyen olur. Bodrum pazarında cuma günü kız tarafını görürler, rakip talipli oğlan anası kınama yapar işi bozabilir.
Hem kız tarafının siciline olumsuz etki yapmamak gerekir, kapılarının zembereği gelen gidenden yalama oldu derler. Kız tarafı “verimker” olunca akit tamamlanır, bu defa bir jeep konvoyu ile küçük nişana gidilir, sonra büyük nişan ve düğün, jeep’ler bayraklarını çeker, aynalarına kırmızı fularlar bağlanır, şenliğe onlar da davetlidir. “
Murat Taşlıdağ, anne, baba ve “Başkan” unvanlı ağabeyi Kenan Taşlıdağ’ı kaybettikten sonra, ailesini de alıp Bodrum’a yerleşmiş. Aynı zamanda bir ihtiyacı da görmüş Bodrum’da. Onu da şöyle anlatıyor Murat Usta: “Turizmin başlamasıyla birlikte, 2000’li yıllarda Bodrum’da Jeep kalmamıştı! Çünkü usta yoktu! Araç sahibi, ustaya küsmüş, usta jeep’e küsmüş, jeep hepsine küsmüş! Biz de İstanbul’dan Bodrum’a gelip ‘küskünleri barıştıralım’ dedik. Bu küskünlerden biri de Mehmet Tosun Başkanım’dı.”
Bodrum’da ne kadar klasik araba sahibi varsa, yolu bir şekilde düşmüş atölyesine. Mehmet Tosun ile tanışması da bu sayede olmuş. Mehmet Tosun, çok sevdiği emektar aracını satmayı düşünürken Murat Usta “Satmayın aracınızı” demiş. Sorunları listeleyip işe koyulmuş. Tüm eksikleri tamamladıktan sonra teslim etmiş otomobili. Şu anda Türkiye’deki ender bulunan otomobillerden biri, 79 model CJ… Şimdi İstanbul’dan bile taliplisi varmış ama Mehmet Tosun hiç oralı değil… Tutku derecesinde bağlı arabasına: “Normal bir arabam var, o evimin önünde durur, bu garajda… Her hafta şöyle bir temizler, dolaşırım. Daha önceleri özen gösterdiğimi düşünüyor, çok fazla kullanmamaya çalışıyordum. Öyle değilmiş oysa ki. İlgi istermiş bu otomobiller.”
Murat Taşlıdağ “Kimse bilmez ama bu arabalarda ruh vardır!” diyor gülümseyerek: “Dünyada kendi kendini imha eden tek araçtır Amerikan araçları! Bu eski jeep’lerden bir tane edinip garaja kilitlerseniz, altı ay sonra mutlaka bir sıkıntı çıkarır. Ama her gün kullanırsanız, sıfır sorun! Miadı yoktur, her otomobil gibi metal yorgunluğu yaşar. İnsan severler ve sürekli ilgi isterler. Ömrü uzun olsun istiyorsanız, bakımını ihmal etmezsiniz. Kısacası kötü jeep yoktur, kötü sahip vardır. Başkanım, bu işin uzmanlarından biri aslında. Yıllarca köyde binmişliği var. Fakat zaman zaman kullanmayı ihmal ettiği için sorun yaşamaya başlamış. Birlikte çözdük bu işi.”
‘Başkan Jeep’ Murat, sadece bir usta değil aynı zamanda bir off road pilotu. 100’ün üzerinde şampiyonluğu var, atölyedeki kupaların sayısını kendisi bile bilmiyor! “Bir bu kadar da sandıkların içinde var” diyor. “Jeep olayının en uç noktası ne olur ki?” diye düşünüp başlıyor yarış maceralarına. “Öyle ya babam bize bir meslek, bir sanat verdi ama bunu paylaşmak lazımdı. O yüzden de önce yarışlara katıldım, sonra da bir kulüp kurma kararı aldım.” diye devam ediyor anlatmaya.
İstanbul Off Road Kulübü’nün üyesiyken, 2009 yılında da Anadolu yakasında Anatolia Off Road Kulübü’nü kuruyor. Amaç jeep sahiplerini bilgilendirmek, diğer yandan da ‘off road’cular doğaya ve çevreye zarar veriyor’ algısını elinden geldiğince yıkmak… İleri Sürüş Tekniklerini öğretmeye başlıyor zamanla meraklılarına. Doğaya zarar vermeden nasıl 4×4 kullanılır? Bu emektarların neresinde ne vardır? Vinçleme teknikleri, high jack denilen tampon krikoları kullanım teknikleri, kumda sürüş, derede geçiş, karda buzda yol alma gibi bir çok kritik noktası var jeep kullanımının.
Murat Usta’nın asıl işi bu klasik otomobilleri hayatta tutmak. Bunun için de araç sahiplerini eğitmesi gerekiyor: “İşin içinde olduğum için sürekli test etme halindeyim. Yarışlara katılma sebebim de bu zaten. Taktığım bir parçayı test etmek için giriyordum yarışlara. Örneğin, bir aks takıyorum arabaya, onun sağlamlığını müşteriye anlatmanın en doğru yolu denemek… Bunun için her yarışta, herkesin düz gittiği yerde ben uçuyordum. Jeep’lerden özür dilerim. Onlara aşırı eziyet ediyordum. O takılan parça kırılana kadar zorluyordum. Kıramıyordum. Sonra müşterime gelip diyordum ki ‘Ben kıramadım, sen günlük hayatta hiç kıramazsın, rahat ol!’”
“Normal otomobiller araç, bunlar ise amaç.” diyor Murat Taşlıdağ… “Normal otomobille kalkıp çarşı, pazara gidersiniz. İstediğiniz otoparka bırakırsınız. Ama bu otomobilleri kimseye teslim edemezsiniz. Göz bebeğiniz gibi bakarsınız. Valeye bile vermezsiniz anahtarını!” Mehmet Tosun da onaylıyor, çünkü bizzat deneyimlemiş bu hususu. “Başka bir dünya bu” diyor. “Yeni üretilen jeep’lerle araçlar belki daha modern, daha konforlu hale geliyor fakat o zaman da bir farkı kalmıyor. Klasik özelliğini yitiriyor.” diye ekliyor.
Her ikisi de BODOF üyesi olan bu iki off road tutkunu, bataklıkta bile jeep performans testi yapmışlar. İleri sürüş teknikleri hocası olan Murat Taşlıdağ, Mehmet Tosun’un ‘on numara’ bir off road sürücüsü olduğunu anlatıyor; “Acemilik, tedirginlik yok. Normal otomobil kadar rahat kullanıyorsa, o insan o klasiğe asla zarar vermez demektir. Ben, kullanım hatası yakalarsam, bir şekilde o arabayı vermem sürücüye. Duygusal bağım var çünkü bunlarla.”
Mehmet Tosun da, gözü gibi baktığı klasik jeep’inin ustasını bulmaktan çok mutlu olduğunu söylüyor; “Gerçek anlamda ustasını bulamadığınız zaman, aracınızla aranızda doğru bir ilişki gelişmiyor. Parçasından daha çok usta önemli. Murat Usta, çok başarılı bu konuda. Bir işle uğraşıyorsanız –mış gibi yapmamanız lazım. Hakkını vermelisiniz. Ben kendi adıma, Murat Usta’dan çok şey öğrendim. İyi ki Bodrum’a gelmiş, iyi ki tanışmışız. O, Bodrum’un bir değeri haline geldi. Bizim gibi klasik araç sahiplerinin elini ciddi anlamda güçlendiriyor.”
Tosun, Murat Usta ile tanıştıktan sonra bu klasik jeep’lere çok daha farklı bir tutkuyla bakmaya başladığını anlatıyor: “Bende 25 yıldır bu eski jeep’lerden var. Birini satsam bile yerine mutlaka diğerini koyarım. Buna bazıları hastalık diyor. Bana göre çok keyifli bir hobi. Artık daha teknik bakıyorum jeep’lere. Bodrum’da çıkmadığım tepe kalmadı diyebilirim bu otomobille! Pedasa, Girelbelen, Torba’nın arka tarafları… Hatta bir kere Murat Usta ile birlikte Kavaklıdere Göktepe’deki Gökçukur’a gidip, karda sürdük. Çok keyifliydi. Günlük iş yoğunluğumuzun tamamen dışında bir hobi bu. Özgürsünüz. Çünkü yol harici her yere gidebiliyorsunuz. Evin en kıymetli demirbaşı diyebilirim. Hatta eşim garajda görmediği zaman meraklanıyor.”
İşin tekniğini öğrendikten sonra Tosun da BODOF Kulüp Üyesi olmuş. BODOF kulüp üyeleri, Başkan Jeep’i buluşma noktası yapmış. İki üç ayda bir büyük off road turları organize ediyorlar. En son Afyon’a gitmişler hep birlikte. Motosiklet Federasyonu’nun davetiyle yaptıkları bu gezide Frig Vadisi’ni dolaşmışlar baştan başa. Önümüzdeki dönemlerde, Bodrum’da da benzer bir organizasyon planlıyorlar şimdi. Mehmet Tosun, Bodrum’un spor turizminde, off road’’un da yer tutması gerektiğini söylüyor; “Bu araçların turistik değeri var. Zaten safarilerde kullanılıyor. Onun dışında düğün organizasyonlarında da talep görüyor. Bunun dışında Bodrum’da off road rotaları tespit edilerek haritalandırılırsa, gelecekte bu tür sporları seven insanlar için ciddi bir turizm alternatifi olur.” diyor.
BAŞKAN adı nereden geliyor diye merak edip soruyorum Murat Taşlıdağ’a… Bir süre önce korona nedeniyle kaybettiği çok sevgili ağabeyi Kenan Taşlıdağ’dan miras almış meğer… İstanbul Galericiler Esnaf Odası kurucu Başkanı olan Kenan Taşlıdağ, 10 yıl boyunca da Kadıköy MHP İlçe Başkanlığı yapmış. Jeep galeri açtıklarında, dükkanın adını “Başkan” koymuşlar dolayısıyla… Şimdi bu mirası Murat Başkan devam ettiriyor. Şimdi en büyük oğlu Saltuğ bu bayrağı devralacak gibi… Ama Bodrum’dan Miami’ye taşıyacak BAŞKAN mirasını Saltuğ. O da tam bir usta olmuş jeep’ler konusunda. Motokros yarışçısı aynı zamanda. Küçük kardeşi Ziya Alp de öyle. Alp ismi, Alp Kırşan’dan geliyor bu arada. Tam bir klasik tutkunu olan Alp Kırşan, Murat Taşlıdağ’ın çok sevgili dostu…
“Jeep’lere Fısıldayan Adam” bütün bu yeteneklerinin ötesinde Türkiye’nin çok yakından tanıdığı bir yüz… Televizyon ve reklam filmlerinde modifiye ettiği jeep’lerle birlikte rol alıyor Murat Taşlıdağ. Hatta zaman zaman peruk takıp, etek giymişliği bile var! Sertab Erener’in dublörlüğünü yaptığı için! En son “Kötü Çocuk” adlı sinema filminde bir aksiyon sahnesinde ‘dublör’ olduğunu anlatıyor. Her cumartesi saat 14.30’da ise TRT’deki Off Road Günlüğü adlı programı sunuyor. Meraklısı Youtube’dan izleyebilir… Bu, ‘hayatı rölantiye almış hali’ imiş Murat Usta’nın… Miami’deki şubeyi açmak için yakın zamanda harekete geçeceğini söylüyor. Orada düzeni kurduktan sonra yeniden Bodrum’a dönecek. “Neden Amerika?” diye sorduğumda, hiç bilmediğim bir ayrıntıyı daha öğreniyorum. Meğer işçilik ABD’de çok kıymetliymiş. Araba 10 bin dolarlık ise işçilik 20 bin dolar! Varın siz düşünün artık.
Bu arada sosyal medyanın Güzin Abla’sı gibi Taşlıdağ. Her akşam Türkiye’nin dört bir yanından jeep tutkunlarının sorularını yanıtlıyor saatlerce. Bu işi, Miami’den de sürdürecek büyük olasılıkla. Şu sıralar üzerinde çalıştığı proje ise 1941 model bir jeep… Yakında onu da Bodrum yollarında göreceğiz büyük olasılıkla.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)