Bodrum Bodrum

Bodrum’un Unutulan Şifası: İçmeler

Şifalı sular, sağlık turizminin en önemli kaynağı olarak bulunduğu bölgeyi öne çıkarmak için birebirdir! Anadolu’nun her bölgesi, su kaynakları açısından çok zengin olsa da Ege Bölgesi turizmin her unsurunda olduğu..

Bodrum’un Unutulan Şifası: İçmeler

Şifalı sular, sağlık turizminin en önemli kaynağı olarak bulunduğu bölgeyi öne çıkarmak için birebirdir! Anadolu’nun her bölgesi, su kaynakları açısından çok zengin olsa da Ege Bölgesi turizmin her unsurunda olduğu gibi bu konuda da zirveye oynar. Birçok derde deva olduğuna inanılan bu suların mutlak surette bir övgüsü ve öyküsü vardır.

Eğer öyle olmasaydı, tarih boyunca insanlar sıcak su kaynakları başlarında koca koca hamamlar, oraya gelenlerin rahat ve huzur içinde vakit geçirip dinlenmeleri için konaklama tesisleri ve binlerce kişilik açık hava tiyatroları yaparlar mıydı?

Bodrum’un şifalı su kaynaklarından biri de İçmeler’dedir.

Bugün tersane bölgesi olarak anılan İçmeler mevkii, 1940’lı yıllardan 1960’lara kadar kocaman tarla konumunda, düzlük bir alandı. Çevresindeki tepelerde yabani çilekler, mersin ağaççıkları olurdu. O meyveleri toplayabilmenin tek yolu ise, kayalık patika yoldan tehlikeli bir yürüyüş yapmaktı! İşte o düzlük, in cin top oynayan alanın güney yönündeki kayalık burundan akan yavan su, bölgeye adını veren kaynaktı! Bu yavan suyun şifalı özelliği ise ‘müshil’ etkisiydi.

Kaynağın tam olarak bulunduğu yer, o kayalık burnun doğu yönündeki bodur ağaçların gölgesinde kalan minik sahildi. Su, makiliklerin altındaki volkanik granit kayaların çatlaklarından sızardı. Tertemiz, buz gibi suyun tadına bakan kişi, bir süre sonra ishal olur, birkaç içimden sonra ise bağırsaklarını tertemiz yapıp giderdi!

Bodrumlular, her yıl ‘kaba incir’ mevsiminde, yani 15 Ağustos-15 Eylül arası, bir gece bu suyun yanına gelirdi. Gece gelmelerinin sebebi, yaz sıcaklarında ılık olan suyun, gece soğuk akmasıydı. Sabaha kadar suyu içip otururlardı.

ESKİLER TOPLAŞIP O SUYU İÇMEYE GİDERLERDİ!

Biz de bunu; Bodrum’un gocamanlarından, gözlem ve yazım gücüyle her daim hayranlığımızı kazanan Hüseyin Yeter Şakar’dan öğrendik. Şakar bunu öyle tatlı bir dille anlatmış ki; bir de ondan dinleyelim:

Hüseyin Yeter Şakar

“Biz çocuklar yazın bu safhasını dört gözle beklerdik. Zira bu bizler için değişik bir eğlence gibiydi. Baba ve annelerimiz, mutabık kaldıkları komşularıyla gündüzden tanıdık piyade sahibi bir kaptanla anlaşıp, gece yarısı İçmeler’e hareket edilirdi.

…..

Oraya varılınca hemen elde bardaklar akan şifalı suya gidilip, evvela içilebildiği kadar içilip, bir ağaç arkasına gidilir ve hazır beklenirdi. Aradan beş altı dakika geçmeden bağırsaklar faaliyete geçer, büyük bir hengameyle defi hacet başlar, su içmeye devam ettikçe bir an gelir içilen su alındığı gibi tertemiz berrak olarak adeta toprakta küçük kuyucaklar açacak kadar tazyikle dışarı fışkırırdı. Tabii bu arada sağdan soldan, her ağacın kuytusundan gelen acayip sesler gülüşmelere ve esprilere sebep olurdu.”

O KAYNAK ŞİMDİ YOK!

İçmeler 1960’lardan itibaren hızla unutulan yerlerden biri oldu. Tarla sahipleri yerlerini birer birer satınca, tersaneler kurulmaya başlamış, gelenlerin her biri foseptik çukuru açınca da o canım su kirlenme tehlikesiyle yüz yüze kalmıştı. İçmeler’e bir daha giden oldu mu bilinmez, ama Bodrumluların o keyfi ve şifa kaynağı, neredeyse tamamen unutulmuş gibi!

Hey gidi günler…

Yazı: Selda Öztürk

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL