TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilciliği, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sahibi olduğu Ersoy Otelcilik İnşaat ve Turizm İşletmeciliği A.Ş. tarafından Bodrum Çiftlik Mahallesi Adalıyalı mevkiinde yapımı..
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilciliği, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sahibi olduğu Ersoy Otelcilik İnşaat ve Turizm İşletmeciliği A.Ş. tarafından Bodrum Çiftlik Mahallesi Adalıyalı mevkiinde yapımı planlanan Maxx Royal Bodrum Otel projesi ile ilgili yargı yoluna başvuracağını duyurdu.
Çevre Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, 325 oda ve 750 yatak kapasiteli olarak hazırlanan proje ile ilgili süreçte mevzuat ve genel hukuka aykırı durumlar tespit edildiği belirtilerek, “ÇED Dosyasının iptali talebiyle yargıya başvurma zorunluluğu doğmuştur.” İfadesi kullanıldı.
Proje inceleme bedelinin düşük gösterilme çabası nedeniyle, planlanan projenin yatırım maliyetinin de gerçekle bağdaşmayacak şekilde düşürüldüğünü ileri süren TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilciliği, projenin fayda-maliyet hesaplamalarında da benzer şekilde tutarsızlıklar olduğunu tespit etti.
Adalıyalı Mevkii, 308 Ada, 1 ve 4 Parselde 124.021,35 m2’lik tapulu alanda Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan Turizm Yatırımı Belgesi’ne göre otelin toplamda 325 oda 750 yatak kapasiteli ve 5 yıldızlı kurulacağı bildirildi. Aynı otel yatırımı ile ilgili 2014 yılında alınan ve yargı kararı ile iptal edilen “ÇED Gerekli Değildir Kararı”nın 1000 yatak kapasiteli otel için alındığı ve 8 Mayıs 2019 tarihinde düzenlenen Halk Katılım Toplantısı sonrası yapılan İDK toplantısı ardından projenin 325 oda ve 750 yatak kapasiteli olarak revize edildiği belirtildi. Revize işleminin ardından projenin ÇED Yönetmeliği Ek-1 kapsamında değerlendirilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvuru yapıldığını kaydeden Çevre Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilciliği, 24 Temmuz 2024 tarihinde Bakanlık tarafından “Uygun” görüşü verilen proje ile ilgili mevzuat ve genel hukuka aykırı durumlar olduğunu belirterek, yargıya başvuracağını duyurdu.
ÇMO İl Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, proje alan incelemesinin üzerinden 5 yıl geçtiğini, halk toplantısının ise 4 yıl önce yapılmasına rağmen projeye katkısının tartışılmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“1-Proje alanı incelemesi üzerinden 5 yıl geçmiş, 4 yıl önce yapılan halkın katılımı toplantısının projeye olacak katkısı ayrıca tartışılmamıştır. “Proje faaliyeti kapsamında Arka plan gürültü ölçümleri Ekim-2019 tarihinde proje alanı çevresinde 4 noktada yapılmıştır. Gürültü ölçümlerinin üzerinden 5 yıl geçmiş olup, mevzuatınca 5 yılı geçen değerlendirmenin güncellenmesi gerekmektedir.
2- Alanın bozuk maki olduğu ifade edilmekte ve alan içerisinde önemli görülen ağaçların kayıt altına alındığından bahsedilmektedir. Rölevi alacak kadar önemli ağaçların olduğu ifade edildiği halde neden sadece makilik olduğu belirtilmiştir. Ağaçların önem durumunu kimin belirlediği, kimin neden kayıt altına alındığı belirtilmediğinden yanıltıcı bilgiler verilmiştir.
3- Tahmini proje bedeli 265.675.303,42 TL ‘dir” denilmektedir. Projenin bütüncül olarak değerlendirilmesi için araziye ulaşım yolu bulunmadığından ulaşım yolu yapılması, mevcut yolların iyileştirilmesi, kaplaması, alana enerji hattının getirilmesi, kıyı ile ilgili yapılacak düzenlemeler ve birçok gider göz ardı edilerek proje bedeli düşük gösterilmeye çalışılmıştır. Proje inceleme bedeli, planlanan projenin yatırım maliyetine bağlı olduğundan yapılması planlanan proje bedeli düşük gösterilmeye çalışılmış olması ile kamu zararına yol açacaktır.
4- Proje fayda maliyet hesaplamaları yapılmıştır. Kabullere göre %70 dolulukla yani 325*0,7=227,5 yaklaşık 227 odanın 12 ay boyunca (yılda 227odax365gün= 82.855 geceleme/oda) dolu olacağı ve yıllık 71.930.000 TL gelir olacağı hesaplanmıştır. Bu hesaplama sonucuna göre odaların günlüğünün 868,14 TL olması gerekir. Bodrum da turizm açısından bu fiyatlara konaklamanın mümkün olmaması, bu ÇED kararının ve hazırlanan raporun da hayal seviyesinde gerçekçi olmadığını göstermektedir.
Ormanlarımız, Mavi Yolculuğumuz, tarım alanlarımız, doğal ve arkeolojik değerlerimizin tarumar edilmesine dur diyebilmek adına tüm sürecin ısrarlı takipçisi olacağımızı belirtiyor, her türden benzeri yasa tanımaz ve toplumsal meşruiyetten uzak kararlarla coğrafyamız kamusal alanlarının belli çevrelerin rant alanlarına dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz.”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)