Bodrum Yarımadası’nda Mavi Yolculuğun başladığı ilk koy olarak bilinen Adalıyalı’da 5 yıldızlı bir otel projesinin hayata geçirilmesi için kolları sıvayan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bir kez daha..
Bodrum Yarımadası’nda Mavi Yolculuğun başladığı ilk koy olarak bilinen Adalıyalı’da 5 yıldızlı bir otel projesinin hayata geçirilmesi için kolları sıvayan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bir kez daha Bodrum halkının radarına girdi!
Bodrum Çiftlik Mahallesi Adalıyalı Mevkii 308 Ada, 1 ve 4 Parselde toplam 124 bin 021,35 metrekarelik tapulu alanda Ersoy Otelcilik İnşaat ve Turizm İşletmeciliği A.Ş. tarafından kurulup işletilmesi planlanan “Maxx Royal Bodrum Otel” için karar 24 Temmuz 2024 tarihinde verildi. ÇED raporu, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenerek, son şekli verildi. Rapor, 10 gün süreyle halkın görüş ve önerilerine açıldı. Süre, 4 Ağustos 2024 tarihinde sona erecek ve proje için ilk adım atılacak.
2.Derece SİT alanı olarak bilinen bölgede yapımı planlanan 5 yıldızlı “Maxx Royal Bodrum Otel” projesine STK’lardan tepki üzerine tepki geliyor. Söz konusu proje, 2019 yılında IMEAK Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi ve Bodrum Denizciler Derneği tarafından açılan davalar sonucunda iptal edilmişti. Konu, 2024 yılında bir kez daha gündeme geldi.
Bodrum Esnaf Sanayici ve İş İnsanları Derneği-BESİAD resmi olarak ÇED raporuna itiraz eden ilk sivil toplum kuruluşu oldu. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından askıya çıkarılan raporda pek çok “hukuksuz” ayrıntıya dikkat çeken BESİAD Avukatı Nazlı Aydoğan, projenin tanımı, amacı ve özelliklerinin, proje alanı olan Adalıyalı’daki çevresel özelliklerle uyuşmadığını, bunun da ÇED raporunun kendi içerisinde çelişkiye neden olduğunu vurguladığı dilekçesinde şu hususlara dikkat çekti:
“Raporda projenin açıkça otel işletmesi olacağı ve ticari faaliyete konu edileceği belirtilmiştir. Taşınmazın özellikleri içerisinde, muhtemel faaliyet alanına kara yolunun ORMAN yolu olduğu belirtilmiş, bu yol haricinde karadan başka yol bulunmadığı ve deniz yolu ile ulaşımın sağlandığı da rapordan anlaşılmaktadır. Faaliyet alanının orman yolundan geçilecek ve yol olarak kullanılacak olması tek başına taşınmazın mevcut çevresel durumunun olumsuz etkileneceğini ortaya koymaktadır.”
BESİAD’ın itiraz dilekçesinde ayrıca, imar durumu kesinleşmeden inşaat ya da benzeri bir faaliyete geçilemeyeceği vurgulandı. 2. Derece SİT alanı içindeki bir taşınmaz için Koruma Amaçlı İmar Planı’nın zorunluluk olduğu hatırlatılan dilekçede; “ÇED raporunun hazırlanmış olduğu belirtilen Temmuz 2024 tarihi itibariyle, imar planı belirsizliği nedeniyle planlanan faaliyete geçilebilmesi hukuken mümkün değildir.” ifadelerine yer verildi.
Öte yandan ÇED raporunda yer alan; arazide açılacağı öğrenilen su kuyusu, hangi yöntemin kullanılacağı belirtilmeyen atık su deşarjı gibi çevreyi ilgilendiren önemli ayrıntılarla ilgili eksiklikler de itiraz dilekçesine girdi.
Vahşi Sermaye ve AKP İşbirliği*
AKP hükümeti döneminde, Bodrum’un doğal ve tarihi alanları, rant uğruna sermayeye peşkeş çekilmektedir. Adeta sembolik bir bedelle, imar izinleri verilerek Bodrum’un eşsiz kıyıları ve doğal alanları yok edilmektedir. Bu durum, doğayı ve tarihi mirası koruma altına almak yerine, tamamen sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir yönetim anlayışının sonucudur.
* Kültür ve Turizm Bakanı’nın Sorumluluğu*
Kültür ve Turizm Bakanı olarak Mehmet Nuri Ersoy’un, tarihi ve doğayı koruma yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak, bakanlığın politikaları aksine, tarihi ve doğal mirası yok etmeye yönelik projelere imza atılmaktadır. Bu durum, tarih ve doğa koruma sorumluluğunun yerine getirilmediğinin açık bir göstergesidir.