Bodrum

BODRUM’UN TURUNCU-YEŞİL SERÜVENİ (1)

Bodrum’da son on yıllarda imara dönük tartışmalarda en çok gündeme gelen ve imara açılması planlanan topraklardan en önemli toplamı mandalina bahçeleri oluşturuyor. Mandalina dalda yeşilden, turuncuya dönerken önemli dönemeçlerden ve..

BODRUM’UN TURUNCU-YEŞİL SERÜVENİ (1)

Bodrum’da son on yıllarda imara dönük tartışmalarda en çok gündeme gelen ve imara açılması planlanan topraklardan en önemli toplamı mandalina bahçeleri oluşturuyor. Mandalina dalda yeşilden, turuncuya dönerken önemli dönemeçlerden ve süreçlerden geçiyor. Bu biraz da betonun grisi ile mandalinanın yeşil-turuncusu arasında geçen bir mücadeleye benzeşti. Bu tartışmanın gri tarafında yer alan kesimler; “Artık Bodrum’da imara açılacak yer yok. Ama imar da gerekli. Mandalina bahçeleri imara açılsın. Narenciyecilik de Bodrum’un dışında hatta Milas sınırları içerisinde yapılsın” yaklaşımı göstermekteler. Bodrum ve mandalin ilişkisi öylesine teferruatlı ve derinliğine değerlendirmeyi gerektiren bir konu ki; bunu tek bir kalemde ele almak olası değil gibi. Ancak gelinen noktayı özetlemek gerekirse 1970’lerde 25.000 ton mandalin ihraç edilirken bugün, Bodrum’un toplam yıllık mandalin rekoltesi 3.500 tona değin düştü. Tabi mandalinin daha doğrusu narenciye bahçelerinin böylesi hızlı tüketilmesinde inşaat sektöründeki ranta dönük zorlama en önemli faktör oldu. Ardından yanlış tarım politikaları, küresel ısınma ve ona bağlı kuraklık v.s. Ancak mandalin Bodrum’un bir anlamda da kırmızı çizgisidir. Çünkü Bodrum’un mandalin ile tarihsel bağları vardır.

MANDALİN BODRUM’UN GELENEĞİNDE VAR

Bodrum’da mandalininin Çin’den başlayan yolculuğu vardır. Süreç antik çağlara değin uzanır. 1671 yılında Bodrum’u ziyaret eden Evliya Çelebi; “Bodrum’da bağ, bahçe, limon, turunç yetişir” diyor. Cevat Şakir Kabaağaçlı anılarında Gökova’dan gelirken, Bodrum’dan limon çiçeği kokusu aldığından söz eder ve “Bu kokuyu dünyanın neresine gitsem tanırım” diyor. Baştan bu yana Bodrum Mandalinası’nı farklı kılan lezzeti, aroması ve kokusudur. 1930’lu yıllarda Turgutreis’ten Mehmet Hilmi Mandalinci ve Bitez’den Ahmet Altay önceleri Kalimnos ve Rodos adalarından turunç fideleri getirirler. Ancak mandalina ağaçları nerede ise sayılacak denliydi. 2. Dünya savaşı yılları öncesinde Kosmos adında bir sığır tüccarı, Bodrum’a gelir. Nalbantlar’ın kefilliği ile buralardan sığırlar alır. Bu alım-satımda da Mehmet Çömez ona rehberlik edermiş. Adalar o dönem İtalya’nın egemenliğinde. İtalya savaşa girince Kosmos, Türkiye’ye gelemiyor ve Nalbantlar’a olan borçlarını ödeyemiyor. 1945’te savaş sonlanınca Kosmos tekrar Türkiye’ye daha doğrusu Bodrum’a geliyor. Nalbantlar’a; “1000 adet narenciye fidanım var. Borcuma karşılık, tanesini 1 liraya sayarak ödeşmeye hazırım” diyor. Bodrum’dan ilk olarak Zeyyat Mandalinci’nin babası Mehmet Mandalinci, Kalimnos’a gitmiş ve bu mandalina fidanlarından almış. Başka Bodrumlu çiftçiler de bu süreci takip ediyorlar. 1947-1950 arası herkes bahçesine, tarlasına mandalina fidanı dikmeye başlıyor.

BABA ARAS: “MANDALİNİN TEK DALİNA DAHİ KIYAMADIM.”

Süreci şu anda mandalinanın esaslı duayeni, emekçisi, sahipleneni Erman Aras’ın babası rahmetli Ömer Amca’dan dinleyelim: “Benden önce ilk olarak Nalbant ailesi mandalina fidanı getirdi Bodrum’a. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Kalimnoslu bir tüccar, Bodrum’daki Nalbant ailesine borçlu kalmış. Savaş bitince de çıkmış gelmiş, ‘borcumu mandalina fidanlarıyla ödeyeyim’ demiş. Öyle geldi ilk mandalina fidanları buraya. Benim sermayem de vardı, toprağım da. Ben Kalimnos’tan 300 fidan getirince, o yıllardaki yaklaşık 50 adet mandalina fidanımın sayısı 350’ye ulaştı. 10 yılda 4000 ağaca çıkardım. Kuyular açtım, kanallar, evler yaptım. Fidanlar beş yılda mandalina vermeye başladılar. Kasalar kamyonlarla 24 saatte İstanbul’a ulaşıyordu. Çektirmeler is 5-6 günde… Yollar açılıp kamyonlar işlemeye başlayınca, çok para kazandık. Çocuklarımı bu kazandığım paralarla büyüttüm, okuttum. 1960’ta ihtilal olunca 20 TL.ye satılan bir kasa mandalina 12,5 TL.ye düştü. Ama üretimimiz arttığı için çok etkilenmedik. Bodrum’da Karakaya’lar mandalina işini çok geliştirdiler. Bize de, kendilerine de çok para kazandırdılar. Mandalinayı makineyle yıkıyorlar, seçiyorlar, ihraç ediyorlardı. Türkiye çapında ihracat yapan sayılı firma idiler. 80 dönümlük arazide mandalina yetiştiriyorlardı. İhracatı da ağırlıklı olarak Yugoslavya’ya yapıyorlardı. Ancak Yugoslavya’da çıkan iç savaş sonrasında büyük sıkıntılar çektiler. Bundan dolayı yılgınlığa kapılan pek çok hemşehrim bana da; ‘Artık mandalina kazandırmıyor. Mandalin ağaçlarını kes’ dedi. Bırakın ağacı kesmeyi, tek dallarına dahi dokunmadım. Tek dalına dahi kıyamadım. Budama dışında” şeklinde özet çıkarıyor.

OĞUL ARAS: “MANDALİNSİZ BODRUM, KİMLİKSİZ KALIR.”

Yeşil-turuncu bayrağı baba Ömer Aras’tan devralan Erman Aras, baba yadigarı olan Bodrum’un gözdesi mandalina bahçelerini korumak, sürdürülebilir ve örnek bir bahçe yaratmak adına 2014 yılında yola çıktı. Baba Ömer Aras dört çocuğunu da bu bahçenin geliri ile okutmuştu. Erman Aras da, babasının mandalina bahçesindeki sonsuz ve üretken anısına sadık kalarak; geleneği, geleceğe taşımak konusunda meşakkatli bir çaba içerisinde. Erman Aras, Bodrum mandalinasının kaderine terk edilemeyecek denli önemli bir değer olduğunu belirterek; lokumdan, soslara, cipsten, sorbeye kadar Bodrum mandalinasından elde edilmiş katma değerli ürünlerin, otel ve restoranların menülerinde yer alması gerektiğinin altını çizdi. Aras, “İnsanlar mandalina ağaçlarını kesmeye başladı. Bu değerimizin zamanla yok olmaması için mücadele ediyoruz. Sürdürülebilir turizm için yeşili korumalı, çiftçiye destek verilmeliyiz. Para edebilir bir ürünü kaybediyoruz. Şu anda kilogram fiyatı en az 20 TL olması gerekirken, 3-5 TL arasında konuşuluyor. Müdahale edilmezse, mandalina bahçeleri yok olmaya mahkum. Bodrum Mandalina Hareketi olarak ciddi çalışmalar yapıyoruz. Maalesef yeterli gelmiyor. Herkesin destek olması şart. En önemli destek bu ürünün kullanılması. Çalışmalarımız sonucunda bu ürünü kullanan işletme sayısı çok az miktarda arttı. Bodrum Belediyesi’nin kafeteryalarında Bodrum mandalinası kullanmaya başladı. Diğer işletmeler maalesef buna ayak uydurmadılar. Yalıkavak Marina’da yüzlerce işletme var. Çağrımıza cevap verirlerse, Bodrum mandalinası değerini bulur. Mandalin, Bodrum’un sadece turuncu-yeşil rengi değildir. Bodrum’u, Bodrum yapan en önemli değerlerdendir. Mandalin giderse, Bodrum sadece rengini kaybetmez. Mandalinsiz Bodrum, kimliksiz kalır” görüşlerine yer verdi. (SÜRECEK)

Ayhan Karahan

.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL