Yazarlar

CESUR

Soğuk – sert bir Poyraz çıktı aniden, saat gecenin üçü. Limandaki kayıklara gidiyor aklım, gerim gerim gerilen halatlara… Kulübem sarsıldı, üşüdü canımın taa içi. Bu ne rüzgârı böyle hayatın baharında..

CESUR

Soğuk – sert bir Poyraz çıktı aniden, saat gecenin üçü. Limandaki kayıklara gidiyor aklım, gerim gerim gerilen halatlara…

Kulübem sarsıldı, üşüdü canımın taa içi. Bu ne rüzgârı böyle hayatın baharında – Nisan’ da. Üstelik tam on sekiz yıl önce doğduğum ay.

Haftalardır içimi ısıran canavara gülüyorum, senin sonun da aynı olacak geri zekâlı… Bağırt beni, bağırt ki uyansın herkes!

Bir el kurtarmıştı beni bebekken sıkışıp kaldığım tomrukların arasından. Sonra okşadı bir çok el. Şimdi yine aynı eller taşıyor beni sonsuzluğa ama çok telâşlılar, bu ne acele?…

Soğuk bir odaya kondu yatağım – uçan halı misali, çok geçmedi aradan – boynumda bir pire ısırığı. Gördüğüm tek bir obje var – eski bir sandalye, o da gözden kayboluyor giderek.

Sabah olmak üzereydiya hani, bu karanlık – bu sonsuzluk ne? Nereye bu yolculuk? Evimden uzakta olamamki ben, bırakın yakamı alıcı kuşlar – yalvarırım – ne olur!

Ah gençliğim ah! Hani koşardık delicesine Çağla ve Sezen’ le… Üçümüz birlikte büyüdük ne de olsa. Efendi baba eve geldiğinde sevinç çığlıklarımız karışırdı bir birine, hev hev hev!

Kurt kocadı – bakmaz oldu yüzüme Çağla’ dan, Sezen’ den başkası… Mahallenin afillisiyken bak sen şu işe… Üzülmeyin kızlar, ardımdan ağlamayın sakın – olur mu!?

Uff! Amma da soğuk oldu ha! Titriyorum boyuna, dişlerim takır takır… Dayan koca kurt, sen ne kışlar atlattın – hadi dayan!

Nafile, bu nasıl ağır bir uyku – göz kapaklarım kalkmıyor. Son bir kez görebilseydim hayat arkadaşlarımı, hadi uzat bir pati – hadi hayat…

Hoşçakal Cesur, huzur içinde uyu.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL