Bu yıl 59.’su gerçekleştirilen Antalya Altın Portakal Film Festivali adeta kültür-demokrasi şenliğine dönüştü. Büyük bir ilgi ve katılım ile gerçekleşen ve dünyanın en önemli film festivalleri içerisinde görülen etkinlik, Bodrum..
Bu yıl 59.’su gerçekleştirilen Antalya Altın Portakal Film Festivali adeta kültür-demokrasi şenliğine dönüştü. Büyük bir ilgi ve katılım ile gerçekleşen ve dünyanın en önemli film festivalleri içerisinde görülen etkinlik, Bodrum açısından bir ilke sahne oldu. İlk kez Bodrumlu bir sanatçı Antalya Film Festivali’nde önemli bir ödül aldı.
Bodrumlu Selahattin Paşalı ödülü Kurak Günler filmindeki rol arkadaşı Yiğit Levent Üzümcü ile paylaştı. İkili ödül töreninde sahneden; “Bu zamana kadar bizi karanlıklar içerisinde hapseden, kuraklık, geceler içerisine hapseden herkese inat, bu, karanlık içerisine aldığımız son ödül olsun. Gelecek sene aydınlıklarla beraber buluşmak dileğiyle…” ifadelerini kullandı. Kurak Günler filminin yapımcılarından ve Gezi Davası nedeni ile Bakırköy Cezaevi’nde bulunan Çiğdem Mater’e de, Cahide Sonku ödülü verildi. Mater cezaevinden gönderdiği mesajda: “Kurak Günler’e emeği geçen kadınlar bu ödül hepimize. Kamera önünde ve arkasında emek veren tüm kız kardeşlerim iyi ki vardınız, iyi ki varsınız. İyi ki hep birlikte filmler yapıyoruz ya da bazen yapamıyoruz. Ve sevgili Cahide Sonku çok teşekkürler. Rol ezberliyorum diyerek cumhurbaşkanına gitmeyi reddettiğin için, seni ayağına çağıran milletvekillerini ben Cahide Sonku’yum diye terslediğin için, kimseye eyvallahın olmadığı için yolun yolumuzdur” dedi.
Aldığı anlamlı ödülle Bodrum’un kültür onuru olan Selahattin Paşalı’nın babası ve Bodrum’un sevilen iş insanı Mustafa Paşalı: “Selahattin’in almış olduğu ödül tüm hemşerilerim gibi beni de heyecanlandırdı ve mutlu etti. Zorlu bir dönemden geçtiğimiz bu dönemde böylesi güzel haberlere de ihtiyacımız varmış. Antalya Film Festivali ülke sınırlarını aşan ve uluslararası kültür-sanat yaşamının önemli uğraklarından birisidir. Bu festival; Antalya’nın sadece kültür hayatına dokunmuyor. Aynı zamanda ekonomik yaşamına, sosyolojik derinliğine, insan malzemesine, kentin imajına değin her alanına temas etmektedir. Niçin Bodrum’da da olmasın? Bizlerle aynı sevinci paylaşarak, gururumuzu ve sevincimizi büyüten herkese sonsuz teşekkürler” diyerek duygularını dile getirdi.
Kurak Günler filminin yönetmeni Emin Alper de, fastivalde; En iyi Yönetmen Yönetmen Ödülü’ne layık görüldü. Alper ödülü alırken yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Bu ödülü Şerif Gönen’den almak çok büyük bir onur. Her şeyden önce jüri üyelerine çok teşekkür ediyorum. Çiğdem’den bahsedecektim ama o kendi adına konuştu. Benim yönetmem olmamda Boğaziçi Üniversitesi’nin büyük bir katkısı vardır. Ülkesinin en güzide eğitim kurumunu ele geçirilecek bir kale olarak gören zorba bir zihniyetin saldırısı altında. Utanıyorum. Bu ülkenin bu nadide kurumuna yapılan saldırıdan gerçekten utanıyorum. Ama Boğaziçi Üniversitesi direniyor. Kazanacak. Sadece Boğaziçi Üniversitesi değil, zorbalığa karşı direnen herkes kazanacak. Gezi direnişçileri kazanacak. Zalim mollalara direnen kadınlar kazanacak. Bütün bu direnişçiler tiranlara zorbalara şunları söylüyor: Kazanamayacaksınız. Tarih sizin yanınızda değil. Yıllar sonra hatıranızın önünde eğilecek kimseyi bulamayacaksınız.” Gene Kurak Filmler filmiyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü’nü Haşmet Babaoğlu aldı. Erol Babaoğlu, ödülünü Gezi tutuklularına adadı. ‘Bu ödülü tüm Gezi tutsaklarıyla paylaşıyorum’ diyen Babaoğlu; “Kurak Günler, iyileşmemiz kurtulmamız gereken zihniyeti gösteriyor. Ödülü bu zihniyete karşı mücadele eden herkesle paylaşmak istiyorum. Erkeklik komplekslerini güçle ve kompleksle, sömürüyle bastırmaya çalışanlardan, savaş çığırtkanlarından kurtulabilmemiz, çakallar sofrasından kalkabilmemiz için, ağır uykulardan uyanmamız, vicdanı hatırlayarak adil ve çok sesli bir dünyayı kurabilmemiz için mücadele eden, üreten, varlığını ortaya koyan herkesle bu ödülü paylaşmak istiyorum” diye konuştu.
Haber: Ayhan Karahan
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)