Bodrum Manşet

MARTININ BEKLENTİSİ-Ali DİZDAR

Denizciyiz yaz sezonu boyunca zaman zaman koylarda demirli bekleriz, güvertede gezinir etrafı seyrederiz. Martılar da böyle bekleyen tekneleri sık sık ziyaret ederler, denize atılan bayat ekmekleri gözlerler. Bilhassa Ortakent Kargı..

MARTININ BEKLENTİSİ-Ali DİZDAR

Denizciyiz yaz sezonu boyunca zaman zaman koylarda demirli bekleriz, güvertede gezinir etrafı seyrederiz. Martılar da böyle bekleyen tekneleri sık sık ziyaret ederler, denize atılan bayat ekmekleri gözlerler.

Bilhassa Ortakent Kargı Koyu’nda bizim de her zaman bir ziyaretçi müdavimimiz olurdu. Genellikle arkaya bağlı botun motoru üzerine tüner, yiyecek atmazsak motorun üzerine pisler gemicilerin bedduasını alırdı.
Yine böyle Kargı Koyunda bekleştiğimiz bir periyotta teknenin yakınına bir martı kondu.

Tanıdık değildi yeni yetme, denizde uzun süre uzakça bir mesafede bekledi durdu, bizden bir beklentisi olduğu belliydi ancak çekingendi. Her zaman yaptığım gibi martıya bayatlamış ekmekten kopardığım parçaları gücüm yettiğince de uzağa fırlattım ancak martının hemen yanına düşüremedim, ürkekliği nedeniyle epeyce uzakta bekliyordu. Ekmek parçalarının akıntıyla kendine doğru gelmesini beklerken yüzeydeki ekmeklere küçük balıklar üşüştü ve martıya gelene kadar da pek bir şey kalmadı.

Söylendim biraz “Yanaşsana laaa biraz” diye, neyse bu kez daha çok ve büyük ekmek parçalarını martıya daha yakın bir mesafeye düşürmeye çalışarak fırlattım. Ben ne kadar çabalasam da o uzakta durmaya devam ediyordu. Yine küçük balıklar üşüştü ekmek parçalarına, martı durumu anlamış olmalı ki hızla yüzerek ekmeklere yetişti bitmeden ve balıklarla beraber ekmekleri yemeye başladı ancak balıkların da kaçmadığını fark eden martı bir de balık yakalayıp yuttu bu arada.
Bu ilginç durumu bir daha görmek için tekrar ekmek parçaları fırlattım. Yine balıklar üşüştü ve martı hızla yüzerek ekmeklere yetişti ancak ekmekleri yemekten çok balıkları gözlüyordu bir tane daha kapabilir miyim diye, yine başardı ve bir balık daha yakalayıp yuttuktan sonra son kalan ekmek parçalarından yiyip beklemeye devam etti. Ancak bu günlük balık-ekmek ziyafeti bu kadar deyince sıkılıp gitti.

Ertesi gün yine aynı saatlerde belirdi, bu sefer tekneye daha yakın duruyordu yine fırlattım ekmek parçalarını hızla yüzerek ekmeklerin yanına gelerek beklemeye başladı. Küçük balıkların üşüşmesini bekliyordu. Martı artık ekmek yemekten çok balık yakalamaya odaklandı. Başarılı da oldu, birkaç balık yedikten sonra birkaç parça da ekmek yiyip gitti.
Ertesi gün yine aynı senaryo tekrarlandı. Bu durumun dördüncü gününde yine martı aynı saatlerde yerini aldı ben de ekmekleri fırlattım ve martı hızla yüzerek ekmeklerin yanına geldi ekmek parçalarının etrafında dolanarak beklemeye başladı ancak bu sefer hiç balık gelmedi, martı ekmek topluluğu ile birlikte akıntı ve rüzgarla tekneden uzaklaştı gitti ancak ekmeklere dokunmadı ve bir süre sonra da balıkların gelmeyeceğini anladığından bir lokma bile ekmek yemeden uçtu gitti.
Martı artık benim attığım ekmek parçalarını balık yemi olarak kullanarak balık tutmayı yeğliyordu ve ekmek yemeyi tercih etmiyordu. “Vay köftehor level atlamış” diye gülümsüyordum.

Ertesi gün yine geldi, ekmek parçalarını attım, balıklar da üşüştü, martı bir o parçaya bir bu parçaya koşup durdu, bir türlü balık yakalayamıyordu. Balıklar da martının zararsız olmadığını öğrenmiş korunma taktiği geliştirmişlerdi, martıya uzak olan parçalara üşüşüyor martı gelince parça değiştiriyorlardı. Bir süre bu oyun oynandı, martı hiç balık avlayamadı ve ekmeklerde tükendi. Martı teknenin yanına gelip yeniden beklemeye başladı.
Martının işini kolaylaştırmak için tek bir parça iri bir dilim ekmek parçası attım ki balıkların fazla seçeneği olmasın diye ancak balıklar martı gelince uzaklaşıyor martı uzaklaşınca ekmeğe saldırıyorlardı hiç kayıp vermediler, sonuçta bizim martı hiç balık avlayamadı. Açlık canına tak etmiş olmalı ki ekmek bitmeden hakkına razı olup ekmek yemeye yeltendi ancak ekmek kalmamıştı. Martıya birkaç parça değişik yiyecekler vererek karnını doyurdum da içim rahatladı.
Yarın yine gelecek yine ekmek atacağım, öğrenmeye devam edeceğiz, ben de, martı da, balıklar da… Belki ben olmayacağım bir başkası ekmek atacak, sezon bitince hiç kimse olmayacak.

Birden içim burkuldu bir an çöplük üstünde uçan martı sürüleri geldi gözümün önüne, denizlerimizde martıların avlayabileceği bollukta balık kalmadı ki. Balıkçılar yakaladıkları yasak kapsamına giren ya da ticari değeri düşük küçük balıkların çoğunu martılara atıyorlar. Kedi köpek gibi beslenmeye muhtaç canlılar haline geldiler. Bir şey bulamadığı çoğu zamanlarda mecbur çöplüğün yolunu tutacak garibim.
Dünyadaki tüm düzenlerin tekerine çomak sokan insanoğlu çoğaldıkça dünyada yaşamı zorlaştırıyor hem diğer canlılar hem de kendisi için. Bir de uzaya el atmakta ısrarlı, gerçi uzay bize karşı önlemini almıştır umarım. Martıyı geçtim balık bile öğrenebiliyor da bu kadar zeki bir canlının bu kadar aptal olması anlaşılır gibi değil…
Saygılar sunarım.

Ali Dizdar

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL