Bodrum En Eski ‘Şef’iyle Vedalaştı

Bodrum bugün ticari, sosyal, siyasi yaşamının önemli bir değeriyle; Hasan Subaşı ile vedalaştı. 1932 doğumlu Hasan Subaşı’nın babası Ali Subaşı Bodrum’u ilk lokanta ile tanıştıran esnaf unvanına sahiptir. Baba Ali Subaşı Girit’ten mübadele ile 1924’de Bodrum’a geliyor. Gemilerde denizcilere yemek yapıyor. Yemekleri lezzetli bulununca 1927’de Lezzet Lokantası adında oldukça mütevazi bir esnaf işletmesi açıyor. Devlet erkanı ve önemli konuklar burada ağırlanıyor.

Daha sonra mirası oğulları Ramazan ve Hasan Subaşı devralıyor. Baba Ali Subaşı tavizsiz kişiliği ile Bodrum’un gönlünde adeta taht kuruyor. Halkın ceberut devlet adamlarından tir titrediği 1940’lı yıllarda yeni atanmış Bodrum Kaymakam’ı Ali Subaşı’nın Lezzet Lokantası’nda denetlemeye gidiyor. Kullanma suyunun camiden bidonlarla getirildiğini görüyor ve Ali Subaşı’na; “Buraya boru ile akar su getirmezsen kapatırım” diyor. Ali usta sinirleniyor, tehdide de pabuç bırakmıyor. Giritli aksanı ile “Sıcıma kapatırsan, sıcıma kapatmazsan. Kız evlendirdim, oğlan sünnet ettirdim. Para yok” diyor.

Kaymakamla kötü çatışıyorlar, mekandan mülki amiri zor bela uzaklaştırıyorlar. Kaymakam, “Mühürleyeceğim” diyor. Dönemin Belediye Başkanı Dr. Mümtaz Ataman; “Kaymakamım burası kapanırsa; misafirleri ağırlayacak, yemek yedirecek tek mekanımızdan yoksun kalırız” diyerek, kaymakamı ikna ediyor. Sonrasında bahse konu kaymakam da Lezzet Lokantası’nın müdavimleri arasında yerini alıyor. Hasan Subaşı da baba mesleği olarak lokantacılığın kokusunu daha çocuk yaşlarda mutfaktan alıyor.

TANRININ LÜTFU “KÖRFEZ” ŞAHESER.

Gurbette de maceralı bir serüven yaşayan Hasan Subaşı 1965’li yıllarda ağabey Ramazan’ı da ikna ediyor. Ve iki kardeş Körfez Restoran sürecini başlatıyorlar. Esnaflık baba 2 kardeşte adeta baba yeteneği. Babaları gibi pek çok devlet yöneticisine (Süleyman Demirel dahil), popüler misafire ev sahipliği yapıyor mekanları. Zeki Müren’in, Körfez Restorant’a 16 Mayıs 1967’de düştüğü: ”Tanrının lütfu Bodrum’da Körfez şaheser. İnsanlar çok zarif ve misafirperver” notu esasen bir özet gibi…

Hasan Subaşı ağabeyi Ramazan’ı 2007’de kaybedince oldukça sarsılıyor ve doğal olarak etkileniyor. Bodrum’da sadece esnaflığı ile değil, sosyal-kültürel-siyasal yaşama kattıklarıyla da Hasan Subaşı ilçenin adeta vazgeçilmezi, idolü oluyor. Girit mutfağının, kültürünün Bodrum’a taşınmasında adeta kilometre taşı oldu. Bugün rahmetli Hasan Subaşı; Uğur Camii’nde kılınan cenaze namazı sonrasında Türbe Mezarlığı’na defnedildi. Cenaze törenindeki görüntüler, oluşan duygu ve insan seli kendisinin yaşarken kattıklarına, bıraktıklarına dair önemli ipuçları veriyordu.

Cenaze töreninde Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Sanatçı Süavi, Eski Belediye Başkanları, belediye meclis üyeleri, sivil toplum örgütü yöneticileri, Bodrum esnafının önemli bir toplamı ve Bodrumlular rahmetliye olan son görevlerini yerine getirdiler.

ERMAN ARAS: “DEĞERLERİMİZ GERÇEK KİMLİĞİMİZDİR.”

Hasan Subaşı’nın adeta evlat gibi sevdiği Bodrum’un popüler simalarından Semih Nalbantoğlu: “Yeri doldurulmaz bir büyüğümüzü kaybettik. İnsana önce insan olduğu için, değer vermenin öncelik olduğunu yaşam biçimiyle de gösterirdi. En ufak kötü bir olayla ilgili ismi geçmediği gibi, hep yaptığı iyiliklerle anılacaktır. Bodrum iyi bir büyüğünü uğurluyor” dedi.

İnşaat Mühendisleri Odası Bodrum Şube Başkanı ve Hasan Subaşı’nın sevdiği kişiliklerden İlhan Özyiğit ise: “Acımız gerçekten çok büyük. Buradaki insanların gözlerine baktığınızda Hasan Subaşı sevgisini çok net okursunuz. Restaurantına gittiğimizde kapıda karşılar, giderken de kapıdan uğurlardı. Adeta evinde ağırlar gibiydi. Her anımızda da gerçek bir ev sahibi gibiydi. İzzeti ikramı çok severdi. Çok özleyeceğiz. Bir tesellimiz onun her anlamdaki; ama öncelikle insanlık ve esnaflık mirası sahipsiz değil” diyerek duygularını ifade etti.

Hasan Subaşı’nın damadı ve Bodrum deniz ve kara yaşamının önemli kimliklerinden Erman Aras ise; “O bir kayınpeder ya da akrabadan ziyade; ağabeydi, babaydı, dosttu, paylaşandı, yol gösterendi, yaşamı sadeleştirendi. Ama önce iliklerine, ruhuna değin insandı. İnsanlar onun lezzetleri kadar, onun insan sıcaklığına aşinaydı. Dünyanın farklı coğrafyalarından insanlar önce bir dost ziyaretine gelmiş gibi duygularla mekanından içeri adım atarlardı. Bu azalan değerlerimize önce yaşarlarken sahip çıkmalıyız. Onları uğurlarken de; değerlerini burada yani yaşamın içerisinde yaşatmalıyız. Bizlerin ve Bodrum’un buna gerçekten ihtiyacı var. Bunu sadece ahde vefa niyetine değil, yakışanı olduğu için de yapmalıyız. Bodrum bu kolay yetişmeyen bu değerlerimizle kimlik bulmuştur. Değerlerimiz gerçek kimliğimizdir” ifadelerini kullandı.