Kurulduğu ilk günden bu yana istikrarlı bir ivme çizerek önce TB2L’den TBL’ye sonra da Türkiye Basketbol Süper Ligine merhaba diyen Çağdaş Bodrum Spor, bir sezonluk aranın ardından TBL’ye tekrar merhaba..
Kurulduğu ilk günden bu yana istikrarlı bir ivme çizerek önce TB2L’den TBL’ye sonra da Türkiye Basketbol Süper Ligine merhaba diyen Çağdaş Bodrum Spor, bir sezonluk aranın ardından TBL’ye tekrar merhaba diyor. Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligine çıktığından bu yana her karşılaşmasında Muğla seyircisine yaşattığı heyecan ile lige tutunma mücadelesine devam eden Çağdaş Bodrum Spor’un Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligine veda etmesinin ardından bir basın toplantısı düzenleyen Çağdaş Bodrum Spor Kulübü Başkanı ve Çağdaş Holding CEO’su Dağlarca Çağlar, çıktıkları yolda istikrarlı bir şekilde yürümeye devam edeceklerini açıkladı. Çağlar, Süper Lig’de en büyük handikaplarından birinin “salon” sorunu olduğunu belirterek, bu süreçte Muğla Büyükşehir ve Bodrum Belediyelerinden maddi ya da manevi destek alamadıklarını kaydetti.
Çağdaş Holding Toplantı Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında klüp başkanı Dağlarca Çağlar şunları söyledi;
“Türkiye basketbol Süper Liginde bir sezonu tamamladık. Bunun üzerine bir basın açıklaması ile hem sezonu değerlendirelim hem de önümüzdeki süreçteki hedeflerimizi anlatmak için istedim.
Öncelikle önümüzdeki sezon süper ligde oynayacak olan Bodrum Kadın Basketbol takımını tebrik ederek sözlerime başlamak istiyorum. Güzel bir başarı elde ettiler yolları açık olsun. Yönetiminden teknik ekibine oyuncularına herkesi gönülden tebrik ederim. İnşallah Süper Ligde tüm Bodrum’u ve hepimizi gururlandırırlar. Hepimiz destek vereceğiz kendilerine.
Kendimize gelirsek, öncelikle TB2L’den bu yana TBL ve bu sene basketbol süper liginde bizi destekleyen herkese hem Bodrum’a hem de özellikle bu sene bizi Muğla’da yalnız bırakmayan Muğla seyircisine çok teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Sene başında da konuşmuştuk 20 aylık bir serüvenin sonunda Süper Lig’e geldik ve bunun üzerine aşağı yukarı bir on ay daha geçti. Süper ligde bir sezonu tamamladık. Bizim için çok güzeldi açıkçası. İyisiyle, kötüsüyle çok güzel bir tecrübe edindiğimiz sezon oldu. Büyük camiaları bölgemize getirdik. Avrupa takımları kategorisindeki Anadolu Efes ve Fenerbahçe’yi Muğla’ya getirerek, seyirci ile, bölge ile buluşturduk. Herkese güzel bir heyecan kattığımızı düşünüyorum.
Son ana kadar her ne olursa olsun gerek kendi evimizde gerek dışarıda olan mücadelemize devam ettik. Ligin bitimine iki hafta kala ligden düştüğümüz kesinleştiyse de lige renk katmak için elimizden gelen her şeyi yaptık. Sempati uyandırdığımızı düşünüyoruz. Tabii ki sene başından beri yaşadığımız bazı problemlerimiz de vardı. Bunlardan birisi tabii ki salon problemimiz idi. Sonuçta biz bir Bodrum takımı olarak yola çıktık. O heyecan ve sinerji ile biz iki yılı çok başarılı bir şekilde geçirdik.
Geldiğimiz noktada biz geçtiğimiz yaz ortalarında Türkiye Basketbol Federasyonu ile şifahen görüşmelerimizi en yetkili merciler ile gerçekleştirerek, süper lig karşılaşmalarını ufak tefek tadilatlar ile Bitez Bodrum Salonu’nda oynanabileceği bilgisini almıştık. Biz de bu doğrultuda bir kadro kurduk. Daha sonra ilerleyen süreçlerde buna izin verilmeyeceği söylendi ve bu doğrultuda gerek Türkiye basketbol Federasyonu, gerek Spor bakanlığı da dahil gidebileceğim her makam ile bizzat görüşme sağladım.
Açıkçası bu yolda tek başıma mücadele ederek elimden geleni yapmaya çalıştım. Ama maalesef izin alamadık. Muğla’da oynama kararı çıktı. Bu karar çıktığında apar topar Muğla Salonuna hazırlanmamız gerekiyordu. Orada da eksikler vardı ve bir şekilde bu dezavantajlı serüvene başladık. Bizim için maddi olarak da bir ekstra yüktü olsa da manevi kısmı, yani işin sportif kısmına etkisi çok daha büyüktü.
Sonuçta haftanın altı günü antrenman yaptığınız bir salonda maç oynayamıyorsunuz. Ev sahibi olduğunuz hafta deplasmana gider gibi, bir gün öncesinde Muğla’ya gidiliyor, otelde kalınıyor ve ertesi gün maç oynanıp geri dönülüyor. Tabii ki bunların hepsi bir dezavantaj bizim için. Ama bir şekilde 30 maçı tamamladık. Anlımızın akıyla elimizden geleni yaparak bitirdik ligi. Tabii ki handikaplar vardı bölgede. Ben açıkçası hem Muğla Büyükşehir hem Bodrum Belediyesi’nden geçtiğimiz dönemlerden daha fazla destek alınması gerektiğine inanıyordum. Beklediğim mali bir destek değildi açıkçası. Manevi olarak örgütlenip özellikle salon konusunda sesimizi duyurmamız lazımdı. Ama başaramadık, örgütlenemedik.
Geldiğimiz noktada kadın basketbol takımı süper ligde oynayacak. Onların da salonla ilgili ufak bir revizyon yapması gerektiğini biliyorum. Ama oynayacaklar, inşallah da oynarlar. Bodrum’da artık Bodrum’un bir kadın takımı süper ligde, erkek takımı süper ligi tecrübe etti ve şu an ikinci kez TBL’de. Dolayısıyla Bodrum’un artık bir basketbol şehri olmakla ilgili fazlasıyla ortaya argüman koyduğunu düşünüyorum. Bu, Bodrum ve Muğla Büyükşehir belediyesini, spor bakanlığını, Türkiye Basketbol Federasyonu’nu basketbola, kısacası Türk Sporuna hizmet etmeye yönelik ne yapılması gerekiyorsa yapılması gerektiği yönünde açık bir davettir. Biz burada iki takım olarak da varız. Birlikte örgütlenip, sesimizi duyurmamız lazım diye düşünüyorum.
Bodrum’a acilen bir spor salonu gerektiğine inanıyorum buna ihtiyaç var ve bu salon yapılırsa sadece Çağdaş Bodrum ya da kadın basketbol değil, başka yeni kulüpler, yeni sporcuları da Türk Sporuna kazandırırız diye düşünüyorum. Çünkü Bodrum gerçekten bir maden bu konuda.
Tabii özeleştiri yapmamız gerektiğini de düşünüyorum. Evet saydığım handikaplar vardı. Ama bir şekilde başta yönetim, teknik ekip, oyuncular… Bir şekilde başaramadık. Bu işi yapamadık ligde kalmayı beceremedik. Bu konuda biz de kendimize özeleştiri yapıyoruz. Bizim için de bir tecrübeydi bu. Önümüzdeki yıllarda tecrübelerimizden faydalanacağız.
Eksik olan salon da yapılırsa, tekrardan süper lig’e geri dönme hayalimiz var. Çok daha güzel şartlarda ve Bodrum’da bu heyecanı yaşama amacımız var. Yaptığımız hatalardan da ders çıkaracağız.
Bir diğer vurgulamak istediğim yer alt yapı faaliyetlerimiz. Altyapıda iki yüzden fazla oyuncumuz var. Bazıları akademi kısmında, bazıları alt yapı kısmında. Biz iki tane antrenörümüzü ve altyapıdan da bir oyuncumuzu milli takım kampına yolladık. Ki, çok yeni bir altyapı oluşumudayız. Altyapı oluşumu uzun vadeli bir olaydır biz işin başındayız ama, kendi gençlerimizi, kendi oyuncularımızı yaratma arzusu ile yola çıktık.
Çocuklarımıza basketbolu, sporu tanıtmak amacıyla yola çıktık. Bu gayetle de devam edeceğiz. Altyapı bizim gerçekten çok önemsediğimiz bir oluşum. Bu konuda elimizden geleni fazlasıyla yapıp, inşallah takımda da altyapıdan yetiştirdiğimiz oyuncularımızı görebileceğiz.
Geldiğimiz diğer noktada artık Türkiye Basketbol Ligi’ndeyiz (TBL). Fiiliyat adıyla ikinci ligdeyiz ve tekrardan bu heyecanı Bodrum’a katacak bir takım yaratacağız. Tekrardan Bodrum’da dolu bir salonda güzel maçlar oynamayı düşünüyoruz. Spor hedefsiz olmaz. Hedefimiz tabii ki play-offlara kalmak. Başarabildiğimiz kadar en iyisini başarabilmek. Ama şu da bir gerçek ki bizim için, erkek basketbolu için Türkiye Basketbol Federasyonu tarafından ilçe salon Yönetmeliğinin kapasiteyi daha aşağıya çekecek şekilde değişmesi lazım. Bodrum’a bir salon yapılmadan bizim için tekrar Süper Lig, açıkçası çok yorucu bir yol. Ama her şeye rağmen ikinci ligde de heyecan veren, bölgeye renk katan, basketbola renk katan bir takım olacağız.
Bunun haricinde son olarak teşekkür etmem gereken bazı yerler var öncelikle Muğla seyircisi. Apar topar önlerine çıktık. Belki kendileri bile bilmiyorlardı bir Süper Lig takımının geleceğini. Ama sağ olsunlar bizi her maçta desteklediler. Ellerinden geleni yaptılar, bağırdılar, çağırdılar, desteklediler. Sonsuz teşekkür ediyoruz bölge seyircisine.
O’nun dışında tüm maçlara gelen hem Muğla hem Bodrum, hem de diğer bölgedeki basın mensuplarına. Bizi kamuoyu ile buluşturdunuz. Teşekkür ederiz. Özel bir teşekkür de Muğla il Spor Müdürü Kazım Açıkbaş Bey’e. Çünkü yaz sonuna doğru Muğla’da oynama kararı çıktığında açıkçası Muğla salonunda çok ciddi eksikler vardı. Kazım Müdürümüze gittiğimizde gerçekten taşın altına elini, kolunu, bedenini koydu. Kendi bağlı olduğu kurumlarla tüm süreci çok iyi organize etti.
Muğla’daki salonu hazır hale getirmek için ellerinden geleni yaptılar o yüzden Muğla il Spor müdürümüze ve Muğla il Spor Müdürlüğü’nde çalışan yöneticiler, salon çalışanlarına sonsuz teşekkür etmek isterim. Bizim için onların emeği, desteği çok kıymetliydi.
Artık Bodrum’a dönüyoruz. Bodrum’daki ilçe Spor müdürümüz Oktay Durmuk da bize daha önceki iki yılda sonsuz destek vermişti. Yine yolumuza onunla devam edeceğiz.
Tüm sene emeği geçen oyuncularıma, teknik ekibime, tüm kulübe, emek veren herkese sonsuz teşekkürler. Güzel bir şeyler yaratmaya çalıştık. Güzel bir tecrübeydi bizim için. Her şeye rağmen lige ve bölgemize heyecan verdiğimize inanıyorum. “
Basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Dağlarca Çağlar, Belediyelerden beklediği desteğin neler olduğu yönünde gelen bir soruya “Biz belediyelerden kati surette maddi bir destek beklemedik. Az önce de belirttiğim gibi bu tamamen manevi bir destek talebiydi.” dedi.
Çağlar açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
“Dediğim gibi maddi bir destek zaten hiçbir zaman da almadık. Ama manevi olarak daha fazla destek beklerdim açıkçası. Yani sonuçta bu başarıyı ben bir şekilde Bodrum’a, Muğla’ya bölgeye mal etmek istiyorum. Evet dışarıdan bakıldığında başarı, başarısızlık Çağdaş Bodrum Spor gibi görünüyorsa da, bu takım sadece Çağdaş Holdingin takımı değil. Bu takım, Bodrum’un takımı. Zaten hep mottomuz buydu. Şimdi süper lige veya diğer liglere baktığımızda Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi büyük camiaları bir kenara koyuyorum, çoğu belediye destekli takımlar. Özel takım da olsa belediyenin salonu, maddi- manevi imkanları, sonuna kadar önüne seriliyor. Süper Lig’deki direk rakiplerimizde bunu gözlemleyebiliriz. Ama maalesef Bodrum’da biz bunu yakalayamadık. Bilmiyorum belki bizden kaynaklı eksiklikler de vardır ama daha fazla ne yapabilirdik bilmiyorum. İki senede ciddi de bir bütçe ayırarak, süper lige getirdik takımı.
En basitinden bir salon ihtiyacımız vardı sene başında. Bu doğrultuda açıkçası ben biraz tek başıma mücadele ettiğime inanıyorum. Yani bu konuda örgütlenip Bodrum, Muğla, il ve ilçe spor müdürlükleri, bir örgütlenme ile salon sorununu dile getirebilirdik mesela. Yanımda böyle bir güç hissetmek isterdim açıkçası. Sonuçta belediyeler de devlet kurumlarıdır. Ben bir basketbol kulübü başkanıyım. Tabii ki bu devlet kurumlarını yanıma almadan bir şeyleri çözmem de çok kolay olmayacaktı. Bunun farkındaydım o anlamda bir destekten söz ediyorum. “
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çağlar, “Salon olmadan hedeflerinizi yükseğe koymayacağınızı söylediniz. Şampiyonluğa oynamak gibi bir durum olmayacak mı bu sene? Motivasyonda azalma mı var?” Sorusuna da şu şekilde cevap verdi;
“Motivasyon kaybı yok aksine düştüğünüzde kalkmayı daha iyi bilmeniz lazım. O yüzden buna da motivasyon lazım. Yola Çıkarken, “Biz bir takım kuralım, süper Lig’de olalım. Olmuyorsak da bu işi kapatalım.” diye hiçbir zaman bu yola çıkmadık. Ben TB2L ile de aynı heyecandaydım TBL’de de süper lig de de. Şimdi benim için ligin o kadar önemi yok açıkçası. Çünkü bizim konuya başladığımız yer çok başkaydı. Bir sosyal sorumluluk olarak Türk Sporuna, bölgeye katkı olarak başladık. Dolayısıyla bir motivasyon kaybı yok. Aksine kendimi daha da motive ettim. Türk Basketbolunda iyice kalıcı olmamız gerektiği için devam edeceğim. Kaldı ki iki sene üst üste aynı ligde hiç oynamadık. Her sene yeni bir ligdeyiz. Her sene yeni koşullar, yeni şartlar. O yüzden geri dönmek iyi oldu. Artık TBL’nin tecrübeli takımıyız. Yeni takımı değiliz amacımız Türk Sporunda yer edinmek.
En azından bu sene için net söyleyebilirim ki hedefimiz tabii ki play-offlara kalmak. İlk 8-9’da kalmak, oynamak istiyoruz. Ama süper lige çıkma ile ilgili biraz süreye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.”
Basın mensuplarından gelen “Muğla’da oynamanın sizi daha da aşağı çektiğini mi düşünüyorsunuz? Hocalar ile ilgili değerlendirmeniz nedir?” Sorusunu da cevaplayan Başkan Dağlarca Çağlar;
“Yani etkenlerden biri sayabiliriz çünkü 30 tane deplasman oynadık aslında. Öyle de değerlendirmek lazım. Etken midir? Etkenlerden biridir tabii ki. Spor sadece oyundan
İbaret değil. Oyun oynana kadar gelen birçok süreç önemli. Evet etkiledi. Etkilemedi diyemem.
Hocalarımız ile ilgili sorunuza gelince, önce Ender Hoca ile başlamıştık lige. Takıma bir ivme katmıştı. Yolun ortasında bir koç değişikliği yaşadık ki bu benim çok istediğim bir durum değildi. Açıkçası biz ilk günden beri oyuncu grubuna olan inancımızı yönetim olarak, şahsım olarak, hep ortaya koyduk. Çünkü iyi bir kadro kurmuştuk. Hoca değişikliğinin bize faydalı olabileceğini inandık. Değiştirdik ama maalesef, planladığımız gibi, hesapladığımız gibi olmadı. Ama biz oyuncu grubuna inancımızı hala devam ettirdiysek de orada farklı süreçler de gelişti. Ama dediğim gibi sportif anlamda maalesef iyi değil kötüye gidişi oldu. Bu da yanlış anlaşılmasın. Eleştirmek için söylemiyorum ama nasıl ki başardığımızda hep beraber başardık diyorsak, başarısızlıkta da özeleştiri de de belirttim. “Beceremedik” dedim. Beceremedik derken, ben kendime de bir pay alıyorum bu başarısızlıkta. Ama bu paydaşlarla olan bir oyun ama herkesin burada bir payı vardır. Bunu sadece bir tarafa yüklemek doğru olmaz.”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)