CHP Bodrum İlçe Başkanlığı’nda da yoktu Alevi’nin adı. Sadece, “Alevi” yazıyordu 15. Sırada. Belediye Meclisi listesi yapmışlar. Daha doğalı olamaz. Ama diğer yazılı 28+3 kontenjandan niçin sadece 15. Sıradakinin karşılığı..
CHP Bodrum İlçe Başkanlığı’nda da yoktu Alevi’nin adı. Sadece, “Alevi” yazıyordu 15. Sırada. Belediye Meclisi listesi yapmışlar. Daha doğalı olamaz. Ama diğer yazılı 28+3 kontenjandan niçin sadece 15. Sıradakinin karşılığı Alevi olmuş? Alevi Ayşe, Kızılbaş Hasan yazsa belki gene (Ama gene olmazdı) … Sona isim dahi konmaması, ötekileştirmenin katmerli halli gibi. Adı, kimliği, kişiliği yok. Sürüden birisi misali. Sürüden Alevi’nin biri oraya nakşolunca sürüde orada otlamaya başlayacak. Öyle mi? Madem bu denli ileri gidildi. Yaz hocam; Giritli …, Sünni …, Papua Yeni Gineli …, Kahtalı …, Satanist …, Kumarhaneler Kralı …, Tefeci … Alt kimliklerin çok önemsendiği ve esas kabul edildiği yerde üst kimlik belirsizleşir. Sözgelimi Çerkes olmak için, Çerkes bir ana-babadan olmak yeterli. Adanalı olmak için, sadece Adana’da doğmuş olmak kafi. Özel bir çabaya gerek yok. Ama insan olmak için, çok mühim bir çaba gerek. Tüm kimlikleri öteleyebilmek, aşabilmek, öteki olmayı göze alabilmek, çoğu zaman bedel ödemek, evrensel olana ulaşmanın ağır erdemini taşıyabilmek gerek.
Alevilerde bazı isimler ahlıdır. O isimler çok fazla kullanılmaz, çocuklara verilmez. Yavuz, Selim, Osman, Ayşe bunların başta gelenleri. Yavuz ile Selim, Yavuz Sultan Selim’in tarihteki en büyük Alevi kıyımlarından birisinin mimarı oluşuyla alakalı. Hatta ünlü bir zat röportajında; “Alevi olduğum belli olmasın diye adımı Yavuz koydular” demişti. Tabi sonraları Berkin Elvan’ın annesinin histerik duygularla yuhalatılmasını doğal göstermeye çalışan Bingöl’ün, halen insanlık emareleri taşıdığına dair bir iddiayı hangi sözcük ilaveleri karşılar? Pek bilinmese gerek. Berkin canımızın annesini yuhalatan zat da bir ara; “Benim için Gürcü diyen oldu. Afedersin çok çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu” demişti. Birisini tanımlarken; “Afedersiniz ama Türk” demek ne denli aşağılayıcı idiyse, empati kurulduğunda çok farklı bir sonuçla karşılaşmayız. Yazıya konu olan olaylar ve olgular, Erdoğan’ın ve örgütlerinin hayranı CHP İlçe Başkanı’nın sorumluluk sahası içerisinde gelişiyor. 15. Sıra: “(Afedersiniz ama) Alevi” talihsizliği de sorumluluk kutsal çatısı altında yaşanmış gibiye benzer.
15. Sıra kazasının yaşandığı günden bu yana doğan hiçbir Alevi çocuğuna Tuna ismi verilmemesi bir tarafa; CHP’nin görünen ilçe başkanı sosyal medya ve canlı kamera paylaşımında, olayla alakasının olmadığını ifade etmiştir. “Olay Yeri İnceleme Timi” isimlerin yazıldığı tabeladan alacağı parmak izi örnekleriyle ve “15. Sıra: Alevi” yazısı ekspertize gönderilerek (Yazı karakterinden) konu açıklığa kavuşturulabilir. “Yasal yollara başvuracağız” diyor adı Alevi isim kütüklerinden muaf şahıs. Bunu mutlaka yapmalı ki; gerçek ortaya çıksın. Fotoğraf montaj mı? Montaj değilse; Bir dış güç mü o tabeladaki isimleri doldurmuş? Tabela hazır olarak mı getirilip, Cumhuriyet’in Bodrum’daki karargahına adeta el bombası gibi konmuş? Öyle ya; bugün tabela koyan, yarın CHP’ye başka ne koymaz ki? Tabi bu durumlarda en çok katil suç mahallinde dolaşır. Şahısta soluğu Alevi-Bektaşi Derneği’nde almış. Bahse konu derneğin başkanının adeta: “Bu sirk, bu zulüm bitse de eve maç seyretmeye gitsek” modunda, mecburiyetten bulunduğu çok belli yayında; Uğur Mumcu’dan bir alıntı da final oldu. Aleviler’in zorunlu misafiri alıntı yapmıştı, son cümle niyetine. Alıntılanan Uğur Mumcu’nun; “….. bir yere gömülmeye mahkum olur” diye biten bir sözünden açıkçası hiç haberim olmamıştı. Google tanrısına baktım merktan. Mumcu’nun; “Gömmek” diye sözcük içeren sözüne denk gelemedim. Belki de Mumcu sağlığında alıntıyı yapan arkadaşa bir Kasımpaşa gecesinde baş başayken o sözü serf etmiştir. Ha keza rahmetli sözünü tamamladıktan sonra da; “Nasıl gömdüm ama” deyip, alıntıcı arkadaşa belki çak çak bile yapmıştır.
CHP’nin Bodrum Belediye Meclis listesi henüz deklere edilmedi. Ama 15. Sıra çok mühim hale geldi. 15. Sıraya evli gelenin yuvasının yıkılma ihtimali yüksek. Aile hakimi duruşmada; “Neden” dediğinde, davacı eşin; “Sayın hakim 15. Sırada” demesi yeterli boşanma gerekçesi kabul edilebilir. 15. Sıra’da yer alacak kişinin bekar olması daha büyük sorun. Kadın olsa, dünya-alem mürüvvet yüzü görmeden bu dünyadan göç eyleyebilir. Erkek olsa, istemeye gittiğinde; “Utanmıyor musun? Hem 15. Sıra adayısın, hem gül gibi kızımıza talipsin” şeklinde karşılanma olasılığı bir hayli yüksek. 15 Sıra adayı; “Hey Onbeşli” türküsündeki; “Giderim elinizden. Kurtulam dilinizden. Yeşil baş ördek olsam. Su içmem gölünüzden” sözleri ile adaylığa veda edebilir. 15. Sıra adayına yine türküdeki; “Ben dolandım. Sen de dolan. Gel Gediye” sözleri ile yeniden çağrı yapılması karar değişikliğine yol açar mı? Bakacağız, göreceğiz. Bu arada “Hey Onbeşli” türküsünün söz yazarı, şu an (Ebedi istirahatgahı) Adana Asri Mezarlığı’nda yatan, Adanalı İboş Ali Ağa’dır. İboş Ali Ağa ışıklar içerisinde uyusun elbette. Ama görünen o ki; Alevi’nin adı yok. 15. Sırada dahi olsa yok.
Ayhan Karahan
Allah sein diline kimseyi düşürmesin yoldeş. adamı hala yerden yere çarpıpdurun tuna nehri akmam diyecek yahu kötü niyet yok bu işte cehalet tecrübesizlik var normeldir hoşgör la seçim va pekde yakın oraya Alevi bir dost veya alevi Kardeşimiz diyecekti tebeşir kırılıvedi de gari.😅🤣