Aydınlık Türkiye’nin aydınlık insanları dostlar; demokrasi şehitlerimizden Uğur Mumcu’yu alçakça öldürülüşünün otuz birinci yılında, yeniden bir kez daha sevgiyle ve onun kişiliğinde diğer demokrasi şehitlerimizi de anıyorum. Aralarında, üniversite hocaları,..
Aydınlık Türkiye’nin aydınlık insanları dostlar; demokrasi şehitlerimizden Uğur Mumcu’yu alçakça öldürülüşünün otuz birinci yılında, yeniden bir kez daha sevgiyle ve onun kişiliğinde diğer demokrasi şehitlerimizi de anıyorum. Aralarında, üniversite hocaları, gazeteciler, sendikacılar, avukatlar, savcılar ve doktorlar vardı. Ortak noktaları kalabalıklar tarafından sevilmeleri, fikirleriyle davranışlarıyla toplulukların önünde yürüyebilmeleri, bağımsız düşünebilmeleriydi. Belki bu nedenle seçildiler. Ölümü bekledikleri halde hep savunmasız yakalandılar. Birbirlerinin cenazelerine katıldılar, ölümlerini soruşturdular ve sıranın kendilerine gelmesini beklemekten başka bir şey yapamadılar. Kurşunla, bıçakla, bombayla bedenleri yok edildi, kalabalık cenaze törenleriyle uğurlandılar ve bedenleriyle olmasa bile, fikirleriyle yaşamlarını sürdürebildiler.
Ölümlerine ilişkin soruşturmalar birbirine şaşılacak şekilde benziyordu. Tuhaf bir güç soruşturmalara sızıyor, mahkemelere hükmediyordu. Tanıklar susturuluyor zanlılar bir türlü bulunamıyor, belgeler tahrif ediliyor, tarihlerle, sayılarla oynanıyordu. Suçları en açık ve kesin olanlar bile beraat ettiriliyordu. Ben, Atatürkçüyüm. Ben cumhuriyetçiyim. Ben laikim. Ben anti-emperyalistim. Ben tam bağımsızım. Ben Türkiye’den yanayım. Ben özgürlükçüyüm. Ben İnsan hakları savunucusuyum. Ben, Terörün karşısındayım. Ben, İnsan Hakları savunucusuyum . “Ben, Vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım” diyen UĞUR MUMCU, 24.01.1993 tarihinde arabasına konulan bir bomba ile kalleşçe katledildi. Mumcu, büyük bir bölümünün cenazesini kaldırdığı, katillerini soruşturduğu kurbanlar arasına katıldı. Ve o katillerini soruşturduğu kurbanların arasında cesaret abidesi olarak yerini aldı. Gazeteci olarak varlığına duyulan ihtiyaç, ölümünden sonra çok daha iyi anlaşıldı.
Türkiye’de araştırmacı gazeteciliğin öncüsü olan Mumcu, Irak’a yönelik operasyonlarda İncirlik Üssü’nün kullanılmasına izin veren hükümetleri eleştirdi. Yolsuzluk iddiaları, yabancı istihbarat örgütleri, mafya, Papa suikastı gibi konularda araştırmalar yaptı. Abdi İpekçi suikastının perde arkasını belgeleriyle ortaya koydu. Siyasilere yönelttiği eleştiriler yüzünden, yazıları aleyhine birçok dava açıldı. Hepsinde de Mumcu’nun haklılığı kanıtlandı. Uğur Mumcu, ülkemizin yetiştirdiği, uluslararası düzeyde üne ve değere sahip, araştırmacı-yazar bir gazetecimizdir. Çoğulcu parlamenter rejime, laik demokratik cumhuriyete inanıyordu, bunun için radikal İslamcı örgütler, bölücü örgütler; devletin içinde yuvalanan ve mafya diye adlandırılan, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapanlar ile çek-senet tahsilatına bulaşan odakları her gün teshir ettiği için bu tür organize suç örgütlerince öldürülmüş olabilir. Hatta Türkiye’de oluşturulacak istikrarsızlıklardan çıkarı olan ülkeler ve bunların istihbarat örgütlerince de öldürülmüş olabilir Uğur Mumcu cinayetinin üzerinden otuz bir yıl geçti. Bu süre içerisinde ülkemizde hukuk dışı uygulamalar, yolsuzluklar, ülkemizin dış güçlere bağımlılığı iyice arttı, halkımızın geçim sıkıntıları daha da fazlalaştı demokrasi yolunda önemli adımlar atılamadı. Ama aydınlarımız karanlık güçlerce hunharca öldürüldüler.
Vurulduk ev halkım. Unutma bizi. Biz de unutmayacağız!
Vurulanlar unutulursa, çete hüküm sürmeye devam eder. Her şey yeniden ve eski haliyle sürüp gider. Zulüm katlanır ve karanlığın parıltısı aldatır bizi. Uğur Mumcu’nun anıldığı etkinlikler; artık ülkemizin, sorunlarının da tartışıldığı değerlendirildiği, çözüm yollarının arandığı, demokrasinin sorgulandığı ve arandığı günler olmakta. Uğur Mumcu artık yaşamıyor, ama onun düşüncesi ve çalışmaları demokrasi yolunda hepimize ışık olmaktadır. Bize düsen görev onun düşüncelerini yaşatmaktır. Çünkü onun yolu demokrasinin yoluydu. Atatürk’ün, Atatürkçülüğün yoluydu. Şimdi hepimiz birer Uğur Mumcu birer Kuvayı Milliyeci olmalıyız. Sevgili Uğur Mumcu’yu demokrasi yolunda ölümünün otuz birinci sevgi ile saygı ile bir kez daha anıyorum. Ona, anısına, düşüncesine, kavgasına, sahip çıkmak memleket sevdamızla örtüşüyor. Uğur Mumcu memleket sevdalısıydı. Bugün günlerden Uğur Mumcu…
Av. Ziya Levent Doğuç
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)