1 Mart’ta Resmi Gazete’de yayınlanan ve Madencilik Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, Tarım arazilerinde madencilik faaliyetlerini düzenleyen maddeye ek yapıldı. Buna göre, “ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik..
1 Mart’ta Resmi Gazete’de yayınlanan ve Madencilik Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, Tarım arazilerinde madencilik faaliyetlerini düzenleyen maddeye ek yapıldı. Buna göre, “ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması” durumunda zeytinlikte madenciliğe izin verilecek.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın “kamu yararı” diyerek izin vereceği uygulama şöyle olacak: Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahası madencilik faaliyeti yürütülecek kısma taşınacak ve sahada yürütülecek madencilik faaliyetleri için geçici tesisler inşa edilecek. Zeytin ağaçlarının taşınmasının olanaklı olmadığı durumlarda da yine madenciliğe izin verilecek. Böylelikle Mustafa Kemal Atatürk’ün 1925 yılında çıkardığı tarım kanunu kapsamında 1939’da kabul edilen zeytin kanunu AKP hükümetinin çıkardığı yönetmelikle yok edilecek. Çevreci avukat Şehrazat Mercan buna tepkisini; “Onlarca kazanılmış dava olmasına rağmen yasayı yönetmelikle yok etmeye çalışıyorlar. 2012 yılında yine böyle bir girişim olmuştu. Ama Danıştay iptal etti. Hukuki süreci başlatacağız. Atatürk’ün zeytin ağaçlarını korumak için çıkardığı yasa kaldırılmak isteniyor” diyerek dile getirdi.
Ölümsüz ağacı zeytinin idam fermanı niteliği taşıyan bu sürece dün Milas’ta oldukça güçlü bir tepki verildi. Köylüler, sivil toplum örgütleri, çevreciler, siyasi partiler; Milas Kent Konseyi’nin çağrısı ile ortak miting düzenlediler. Atapark Meydanı’nda toplanan kalabalık; ‘Zeytinime dokunma’, ‘Zeytin hayattır’ dövizleri taşıyıp, slogan atarak yürüyüş yaptı. Polis kontrolünden geçen grup daha sonra meydanda toplandı. Burada kalabalığa hitap eden Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, konuşma yaptığı sırada, “Tuzla Sulak Alanı’ndaki Aliağaoğlu Kent Projesine” verdiği onaydan memnun kalmayan sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti üyeleri tarafından protesto edildi. Tokat’ın konuşması sırasında kürsüye sırtını dönen topluluk; hem yuhalayıp, hem de düdük çalarak konuşmasını bir süre engelledi. Kısa süreli yaşanan protestonun ardından konuşmasına devam eden Başkan Tokat, “Türkiye’nin ilk ve tek coğrafi işaretli zeytinyağı için Milas halkı kenetlenmiş ve ortak akılla mücadele etmektedir. Etkinliğe katılan ve destek veren herkese teşekkür ederim” dedi.
Son dönem bölgede görülen en kitlesel ve coşkulu eylemde konuşan Milas Kent Konseyi Başkanı Çağlayan Üçpınar; “1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Tarım Kanunu kapsamında hazırladığı, 1939 yılında hayata geçen ve Zeytin Kanunu olarak bilinen 3573 sayılı kanuna göre, zeytin sahaları içinde ve bu sahalara 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikaları hariç zeytinlerin gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Yine aynı kanunda zeytin ağaçlarının kesilmesinin ve sökülmesinin suç olduğu belirtilmektedir. Yeni çıkan yönetmelik zeytin kanuna aykırıdır. Zeytine ve doğasına sahip çıkan Akbelen direnişçilerini ve köylüleri kutluyoruz. Avrupa Birliği coğrafi işaretine sahip Milas zeytinyağı bölgedeki birçok köylünün geçim kaynağıdır. Zeytinime ve hayatıma dokunma diyoruz” dedi. Miting konuşmaların ve konserin ardından sona erdi.
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Ayşe Erdem miting sonrası duygularını: “Zeytin sadece zeytin değildir, bugün bir kez daha gördük. Ne zamandır bu kadar çeşitli bu kadar kalabalık görmemiştim. Üstelik bu kadar beraber hareket eden ve birbirine hoşgörülü. Herkes öfkeliydi, ölmez ağacını sermayeye vermemeye, bunun için yan yana durmaya yeminli gibiydik. O kadar ki, mitingin yapıldığı kentin belediye başkanı konuşmaya başladığında herkes sırtını döndü, ama herkes. Kimse korkmadı, ertesi gün o kentte yaşamaya devam edecek olanlar bile. Ben bunu umutla okudum. Müzik grubu Duman’ın ‘senden daha güzel’i söylerken halay çekmeye başladık, halay o kadar büyüdü ki herkes katılmak zorunda kaldı, ben neredeyse o yıllar önce Muğla’da kapıldığım umuda kapıldım, hani o beraber olursak, neşeli, inançlı olursak başarırız inancı gelip gitti aklımdan. Memleket yangın yeri, biliyorum, unutmuyorum ama Zeytini kurtarırsak belki kendimizi de kurtarırız. Kim bilir?” ifadeleriyle dile getirdi.
Haber: Ayhan Karahan
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)