Bodrum Kent Konseyi-Kadın Meclisi Genel Kurulu 27 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşmişti. 7’si asil, 7’si ise yedek üyelerden oluşan 14 kişilik yürütme kurulu belirlenmişti. (Kadın Meclisi Yönergesi 6-B-b bendi; “Yürütme kurulu..
Bodrum Kent Konseyi-Kadın Meclisi Genel Kurulu 27 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşmişti. 7’si asil, 7’si ise yedek üyelerden oluşan 14 kişilik yürütme kurulu belirlenmişti. (Kadın Meclisi Yönergesi 6-B-b bendi; “Yürütme kurulu 7 asil 7 yedek üyeden oluşur” der) En yüksek oyu alan Sibel Kaya sözcü olarak belirlendi. Ve Kent Konseyi yürütmesine de girmiş oldu. Ancak bir kişi buna itiraz ederek; “Sözcü” için, tekrar asil üyeler arasında oylama istedi. 25 Aralık 2024’de gerçekleşen oylamadan gene Sibel Kaya sözcü olarak çıktı. Ancak Genel Kurul sonucunu hazmedemeyen odak, bir bahane ile Sibel Kaya’nın fiili sözcülüğünün sonlanmasına neden olup, esaslı liderini sözcü ilan etti. Kadın Meclisi’nin 14 üyesinden, 10’u fiili dayatmaya tepki göstererek istifa etti. Kalan 4 Yönetim Kurulu üyesinden ADD temsilcisi Yüsra Miskioğlu’nun da temsiliyeti ADD Bodrum İlçe Başkanı Ümit Baltutan’ın açıklaması ile şaibeli duruma düşmüştü. Baltutan açıklamasında: “Yüsra Miskioğlu bu tutumuyla ADD’yi temsil etmiyor. ADD Bodrum Şubesi olarak hiçbir platformda adımızın anti-demokratik bir süreçte yer almasını istemiyoruz” demişti. Yine kalan 4 üye içerinde bulunan bir kişinin de temsiliyeti ayrıca tartışmalı. Çünkü seçime Figan Erozan ismiyle giriyor. Oysa resmiyetteki (Kimliğindeki) ismi Figen Şendilek. Tüm bu gelişmeler olurken, Bodrum Kent Konseyi 15 Ağustos 2025’de Kadın Meclisi Genel Kurulu kararı alıyor. Ancak adeta kayyum gibi kendi kendisine görev addeden dar grup bunun üzerine hatta Bodrum Kent Konseyi Yürütmesi’nin iradesinin de üzerine başka bir irade tesis ediyor. Genel Kurul kararı alıyor. Genel Kurul tarihi ilan ediyor.
Düşmüş olan, tırnak içerisindeki; “Bodrum Kent Konseyi-Kadın Meclisi” kongre tarihi açıkladı. Çağrıda; “16 Ekim (çoğunluk sağlanmazsa), 1 Kasım 2025 tarihiyle yeniden genel kurul yapılacaktır” dendi. Bodrum Kadın Platformu bu dayatmayı kabullenmeyerek, 1 Kasım sözüm ona Kadın Meclisi Genel Kurulu’na ilişkin olarak basın açıklaması yaptı. Platform adına açıklamayı okuyan eğitimci Yüksel Okyay; “Bizler; demokratik kitle örgütleri, sendikalar, odalar, siyasi partilerin kadın temsilcileri ve bağımsız birey kadınlar olarak, 2024 yılında Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi’ne, kadınların sözünü büyütmek, eşitliği ve dayanışmayı güçlendirmek amacıyla katıldık. Ancak kısa sürede, kadınların seçilmiş iradesini yok sayan, demokratik ilkeleri çiğneyen, dar bir grubun meclise hâkim olduğunu gördük. Seçilmiş sözcüye darbe yapıldı, yürütme içindeki kadınlar dışlandı, eleştirenler hedef gösterildi.
Bir avuç kişinin koltuk ve kontrol alanı hâline gelen bir yapının, kadınların mücadelesini temsil edemeyeceğini biliyoruz. Bu nedenle demokratik ve güvenilir bir ortam sağlanana kadar seçimlere katılmıyor, 1 Kasım 2025’te yapılacağı duyurulan genel kurulu boykot ediyoruz. Genel kurul tiyatrosuna ortak olmayacak, bu antidemokratik yapının kendini aklama operasyonunun parçası olmayacağız. Kadınların seçilmiş iradesine darbe vuranların ‘aklama operasyonuna’ ortak olmayacağız. Bizler bütün kadınları; bu meşrulaştırma sürecinin bir parçası olmayı reddetmeye, kadınların iradesini yok sayan bu anlayışa karşı durmaya, 1 Kasım’da yapılacağı duyurulan genel kurula katılmamaya, aday olmamaya, oy vermemeye ve boykot etmeye çağırıyoruz” görüşlerine yer verdi.
Bitez-Aktur Sitesi’nde ikamet eden Süheyla Güvenç: “Bizler kadın arkadaşlarımızla burada bir araya geliyoruz. Tartışıyoruz, çözümler üretmeye çalışıyoruz. Geçen sene seçilen Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi ile umutlarımızı büyütmüştük. O yapıya bağlanmanın bizleri de, Bodrum’daki Kadın Hareketi’ni de büyüteceğini düşünüyorduk. Ancak yaşananlar bizler açısından gerçek bir hayal kırıklığı oldu. Doğru olmadığını umuyorum ve umuyoruz. Kadın özgürlük hareketi içerisindeki hiç kimse, gönüllülük temelli bu faaliyeti için yerel yönetimden ya da başka bir kurumdan maaş almamalıdır. Muhalif olmanın ücreti mi olurmuş? Ülkemizde koltuğa sıkı sıkıya yapışanların bizleri getirdiği uçurum belli iken; yerelde hele de kadın hareketinde bu koltuk hırsını anlamak olası değil. Kadın hareketinin bir geleneği var. Simone de Beauvoir, Clara Zetkin, Rosa Lüksenburg, Behice Boran, Şirin Tekeli, Beria Onger ve nicelerinin kemiklerini sızlatmaya kimsenin hakkının olmadığını düşünüyorum. Karşıtının yöntemini kullanırsan, karşıtına dönüşürsün. AKP’nin yöntemini kullanırsan da AKP’ye dönüşürsün. Tartışmalı durum aslında hiç de tartışma kaldıracak denli karmaşık değil. 14 kişilik yürütmeden 10 kişi istifa etmiş. 4 kişi kalmış geride. 10’mu, 4’mü büyüktür? Böylesi saçma tartışma olabilir mi? 1 Kasım da utanca ortak olmayacağız” ifadelerini kullandı.
Haber: Ayhan Karahan
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)