xb-banner-2025
boat_show_970x250
Yazarlar

AKP’nin Bodrum’da, Istakozla İmtihanı…

Istakoz devrimciliği seçişimde önemli bir canlı türü olmuştur. İlkokuldayken Bodrum’un ilk balık restoranlarından Kortan’ın önünden geçerken gözüme vitrinde buzlu kaplar içerisindeki ıstakozlar ilişirdi. Istakozu araştırdığımda ölür ölmez hemen buza konmazsa..

AKP’nin Bodrum’da, Istakozla İmtihanı…

Ayhan Karahan

Istakoz devrimciliği seçişimde önemli bir canlı türü olmuştur. İlkokuldayken Bodrum’un ilk balık restoranlarından Kortan’ın önünden geçerken gözüme vitrinde buzlu kaplar içerisindeki ıstakozlar ilişirdi. Istakozu araştırdığımda ölür ölmez hemen buza konmazsa kendi bünyesine zehir salgıladığı bilgisine ulaştım. Ama muteber olanı ıstakozu soğuk suda yaşattıktan sonra, canlı canlı kaynar suya atıp haşlamakmış. Bu esnada ses çıkaramayan, çığlık atamayan ıstakoz kıskaçlarını birbirine şiddetle çarparak acısını dışa vururmuş. O kadar şiddetli ki; acılı kıskaçın sesi birazdan kendisini yiyecek olan restoran müşterisini rahatsız edermiş. Bu nedenle ıstakozların kıskaçları; ses çıkaramasın, celladını rahatsız etmesin diye bağlanırmış. Kortan’ın vitrinindeki ıstakozların bazıları buzun içindeydi. Bazıları ise suyun içerisinde canlıydı. Canlı olanların fiyatı da, dondurulmuş kurbanlarınkinden iki kat daha pahalıydı.

Artık Istakoz Değil, Resim Sergileniyor.

Istakoz aklımda ve vicdanımda ülkedeki egemenlerin en görgüsüz, acımasızlıkta sınır tanımayan, vahşete doymayan kesimindeki insanlık dışılığın sembolü olarak yerini almıştır. Yüreğimin devrimciliğe doğru evrilmesi ile sapkın egemenlerin ıstakoz iştahı bir anlamda koşut büyümüştür. Onların kaynar kazana her ıstakoz atışı, devrimci ruhumu daha bir kamçılamıştır. Benim üniversiteyi kazandığım, rahmetli babamın komutanlıktan emekli olduğu yılda (1980) tam da Kortan Restoran karşında butik açmıştık. Kurban adayı ıstakozlarla komşu olmuştum. Ve Kortan’dan çıkan her müşteriye (Acaba ıstakoz mu yedi şüphesiyle) sorgular bakar olmuştum. Gözümde olağan şüpheliydi yani.Bahse konu restoranın mülkü Bodrum Belediyesi’ne aitti. Sonrasında belediye orayı, “Artemisia sergi salonu” yaptı. Bir zamanlar vitrininde ölü-canlı ıstakozların sergilendiği mekanda, resim sergilenmeye başlanmıştı. Artık ıstakoz değil, resim sergileniyor. Açılışında; “Acaba ıstakozların ahı mı tuttu” diye düşünmedim değil.

“Çiğ Köfte Yerken, Viski Yudumluyordu.”

Bazı nesneler (Benim lisedeki devrimciliğim sürecinde yani 1980 öncesi), görgüsüz sermaye ile çok özdeş tutulurdu. Puro, viski, havyar, muz, ıstakoz, Marlboro sigarası v.s. Görgüsüzlüğü kendinden menkul malum sermaye de bunları tüketirken; görüntülerini adeta halkın gözünün içine sokardı. Birilerinin halen sosyal medyada yerken ki, içerken ki fotoğraflarını paylaşması bu geleneğin devamı mı acaba? Metropol kapitalist ülke burjuvazisi bunu yapmadığı gibi, lüks tüketimi esnasında görünür olmak da istemez. Ayrıca burjuva kültürü de, insanlığın kültüründen çok bağımsız değildir. Feodalizmi aşan burjuvazinin demokrasisi, nasıl ki; imparatorluktan, krallıktan elbette ileriydi. Ha keza kültürü de, orta çağdan ilericiydi. Müziği, dansı, felsefesi, eğitimi … vardı. Ama batıya giden tren içerisinde doğuya doğru koşan egemenlerde durum farklıydı. Batıdaki burjuva lüksünü saklarken, doğudaki çarşaf çarşaf sahneye asıyordu. Çiğ köfte yerken, viski yudumluyordu. Sarayların, malik hanelerin mutfak menüleri; yoksulların yer sofralarının sohbet mevzusuydu. Çocuğunun beslenme çantasına süt koyamayan anneler-babalar yaşamlarında adını ilk kez duydukları meyvelerin, yiyeceklerin keşfine çıkıyorlardı. Bu görgüsüz gösteriş sadece yiyecek, içecek ile sınırlı değildi. Pespaye salyalı ihtişam iştahı ayakkabı, çanta, araba ve hatta altın kaplama tuvalete dahi uzanan uçsuz-bucaksız bir alanı işgal ediyordu.

Kaynar Suya Atılan Istakozun Yaşama Umudu…

Yakın zamanda AKP milletvekili Şebnem Bursalı’nın (Esasen Bursalı da değil, Aydınlı) Monaco’dan ıstakoz ziyafetini paylaşması, ruhuma çocukluğuma ve erken gençliğime yolculuk yaptırdı. Üniversite yıllarımda İzmir Siyasi Şube’de işkence görürken, yoldaşımın çığlığını duyduğumda; “Acaba ıstakoz kaynar suya atıldığında kıskaçlarından nasıl ses çıkarıyordu” sorusu aklıma çakılmıştı. Bizler acı duyduğumuzda ses çıkarabiliyorduk. Peki ıstakoz! Yaşam içerisinde ıstakozdan daha mı şanslıydık? Öyle ya! İşkence gören devrimcinin sağ kalma ihtimali hayli yüksekti. Ama kaynar suya atılan ıstakozun yaşama umudu sıfırın bir milim üstü değildi. AKP milletvekili Şebnem Bursalı’nn görgü sınırlarını hayli zorlayan paylaşımına elbette büyük tepkiler geldi. Tepkilerin tamamı ıstakozun pahalılığı, Monaco’da yenmiş olması üzerine yoğunlaşmıştı. Açlık sınırının 26.000 TL, yoksulluk sınırının ise 85.000 TL olarak ifadelendirildiği topraklarda bu odaklanma elbette son derece doğal.

Şebnem Abla Bodrum’u Niye Öptü?

Ancak benim serseri benliğim; “Acaba AKP Milletvekili Şebnem Bursalı, Monaco Yat Kulübü’nde dondurulmuş ıstakoz mu, suda yaşatılan ıstakoz mu yemişti” sorgulaması içerisindeydi. Aydınlı olan AKP’li Bursalı’nın, kurbanı ıstakoz haşlanırken, kıskaçlardan acının sesini duyulmuş muydu? Bursalı şu aralar Bodrum’da dolanır olmuş. Bayram değildi, seyran değildi. Şebnem abla Bodrum’u niye öpmüştü? Haber değeri taşıyan bir misafirlik olmadı ıstakozcu ablanın teşrifi. “Birlikte güçlü Türkiye” programı çerçevesindeki bu geliş; “Monaco’da acı çeken ıstakozun, Bodrum’da kardeşi var” şeklinde karşılık buldu gibi. Bodrum’da ıstakoz yedi mi, yemedi mi? Bilinmez elbette. Ama yediyse de gizli yediği kesin. Çünkü kendisinin Monaco paylaşımı sıkıntı yaratınca; Genel Başkanı Erdoğan’dan özür dilemişti. Ama şu da kesin gibi. Bodrum, AKP’nin ıstakozu olmayı asla kabul etmiyor. Bu bereketli topraklar üzerindeki canlı sevgisi ve işkenceyi asla hoş görmeyiş: Bodrum ile AKP arasındaki uçurumun derinleşmesindeki, mesafenin büyümesindeki en mühim sebeplerden gibi duruyor. Bodrumlu biliyor ki; bu vicdan yoksunu acımasızlık sadece ıstakoza yönelik değil. Bodrum’un koylarına, ormanına, zeytinine, narenciyesine, tarihine, arkeolojik sit alanlarına, suyuna, havasına, toprağına yöneliktir aynı zamanda. Istakozlara haber salınsın. Yuvalarından çıkabilirler. Şebnem Bursalı, Bodrum’dan gitti.

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL