Mustafa da şaşıracak bu yazıya. Ama öyle. Geçen haftanın yerel haberlerine baktım. Vera Gündoğ’u tekzip var. Yok belediye, yok Acamia, yok ebesi… İyi güzel. Peki Gündoğ ne demiş. Yerel haber..
Mustafa da şaşıracak bu yazıya. Ama öyle. Geçen haftanın yerel haberlerine baktım. Vera Gündoğ’u tekzip var. Yok belediye, yok Acamia, yok ebesi… İyi güzel. Peki Gündoğ ne demiş. Yerel haber sitelerinde o yok. Ama yalanlama var. Bu en basit haliyle okuru salak yerine koymaktır. Olmayan haberin, yalanlamasını nasıl haber yaparsın? Bu nasıl bir basın ahlakıdır? Felsefede nedensellik ilkesi vardır. Her sonucun bir nedeni var. Mustafa Gündoğ bir sonuçtur. Peki ya neden!!! Bu canavar durduk yere mi çıktı? Klasik deyimdir. Kaale almıyorum, dikkate almıyorum, meşhur etmek istemiyorum… İyi de sen kimsin?
Son olarak Mıstık (Samimiyet kaynaklı söylemdir), Antik Tiyatro üstünü gündeme getirdi. Bodrum Belediyesi imzası gerçekti, değildi. Bunlar ayrı. Ama Mustafa sayesinde orada bir imar operasyonu olduğunu öğrendi bu halk. Hayatta da başarıya ulaşması olası değil gayrı bu ince hesabın. Ben öğrendim çünkü. Kimden? Mıstıktan. Akademia Vakfı mevzusu var söz gelimi. Benim ilk tutsaklığıma karar verilen eski Adliye yani. Dünde gittim, gördüm. Oradan tutsak çıktığım zamanı özlemişim. 22 Temmuz 1980. Osman Celil Çetok halen yaşıyor. Sürecin benden daha iyi tanığıdır. Yeni zamanlar döneği Şakir Saat’in o zamanki kayınçosu Muzaffer Aymak ha keza… Kemal Türkler’in katline ferman olunduğu o zamanları birlikte aydınlattık ve tutuklandık. Dünkü gidişimde de avluyu az, biraz dolandım. Erkek ve kadın sembollü tuvalet işaretli mekana gidip baktım. 22 Temmuz 1980’de alaturka idi orası. Alafranga olmuş. Demek ki; memleket gelişiyor.
Mustafa yaşdaşımdır heral. Belki de, “Deniz koyduk adını memleketin” birlikte. Ama onu sahiplenmem salt bu sebebe bağlı değil. Eğriye eğri, doğruya doğru diyorsak; Mustafa’ya da bir miktar, “Haklısın” demek vicdan işidir. Jean Paul Sartre, 1964 yılında yani ben doğduktan bir yıl sonra kendisine verilen Nobel Edebiyat Ödülünü, kapitalist sistemin verdiği ödülü almayacağını söyleyerek, reddetmişti. Aynı Sartre, Fransa’nın Cezayir işgaline karşı duruşundan dolayı yargılanmak istedi. O zamanki Fransa Başkanı; “Sartre Fransadır. Yargılanamaz” demişti. O Jean Paul Sartre ki; 1964 yılında kendisine verilen Nobel Edebiyat Ödülünü, kapitalist sistemin verdiği ödülü almayacağını söyleyerek, reddetti. Bu ortalama burjuva siyasi ahlakına denk düşer sanırım. Erdoğan’ın hakaret davalarındaki tüyleri diken diken çılgınlığı bu asil tutumla çok örtüşmüyor gibi. Burjuvazinin de ortalama ahlakı var. Ama neyse… Siz onu anladınız. Sol ahlakta da; “Düşüncelerine sonuna değin karşı olabilirim. Ama senin düşünce özgürlüğün için canımı dahi verebilirim” fikriyatı vardır. İktidarın geçici sahibi olup; ona, buna dava açmak yazmaz yiğidin kaleminde. Namert işidir güce yaslanmak.
“Gündoğ Bodrumdur” yedirmem. Vallahi de, billahi de yedirmem. Aykırı sese tahammülsüzlüğü, F Tipi Cezaevlerinde yaşamış tutsak olarak da yedirmem. Ayrıca biz aykırının da ötesi çoğuluz. Halk kralın çıplak olduğunu görüyor. Telafuz eden aykırı görünüyor. Yerel medya Bodrum Belediyesi Basın Bülteni gibi çalıştı süreçte. O zaman Bodrum Belediyesi’nin Basın Birimi’ne ne ihtiyacı var? Ondan fazla kralcılar iş görüyor. Hazır Bodrum Belediye Başkanı da “Eleman fazlalığı var” derken, işe oradan başlayabilir. Bu genç arkadaşlar da orada körelmemiş olurlar. Onlardan daha iyi belediyenin aklanması-paklanması manasında mecrayı işgal edenler var.
Mustafa’ya Gün doğar mı? Doğmaz mı? Ama bir basın ahlakı varsa, o da Mustafa’ya sahip çıkmaktan geçer. Onun buna ihtiyacı var mı? O ayrı. “Mıstık güce biat etmeyen bir vicdan halen var. Yürü bildiğin yolda ölümden öte ne var” derim. Sen şimdi inadına ölmezsin de… Sonuç olarak: “Belediye başkanları da gelir geçer. Ama Mustafa Gündoğ baki kalır.” Ha keza Başkan Tamer’in eylediği ziyaretini yere göğe sığdıramadığı Bakan Ersoy da, Bakan Şimşek de bir gün toprak olacak elbette… Ama “Mustafa Gündoğ”, Bodrum’dur. Bodrum’da da son sözü, işkembeyi kübradan atanlar değil, yürekten konuşanlar söyler. Gündoğ’un da yürekle söyleyecek sözü varmış. Kalemine, diline sağlık.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)