Muğla

Akbelen’de Büyük Buluşma

Limak Holding ve IC Holding ortaklığındaki YK Enerji tarafından işletilen Yeniköy-Kemerköy Termik Santralı’nın kömür sahasını genişletmek ve kömür çıkarmak için iki haftadır yoğun bir şekilde gerçekleştirilen dinamit patlatmalarına ve ormanın yok edilişine karşı..

Akbelen’de Büyük Buluşma

Limak Holding ve IC Holding ortaklığındaki YK Enerji tarafından işletilen Yeniköy-Kemerköy Termik Santralı’nın kömür sahasını genişletmek ve kömür çıkarmak için iki haftadır yoğun bir şekilde gerçekleştirilen dinamit patlatmalarına ve ormanın yok edilişine karşı köylülerin (İkiz Köy Çevre Platformu) çağrısı ile binlerce kişi Akbelen’debuluştu. Akbelen’e çevre illerden de vatandaşlar da otobüslerle katılım sağladı. Özellikle İzmir’den gelenlerin kontrol noktasında (Bafa’da) saatlerce bekletilmesi gerginliğe yol açtı. Bazı otobüslerde kar lastiği olmadığı gerekçesi ile trafikten alıkonması girişimi vatandaşların tepkisi sonucu sonuçsuz kaldı. Bodrum’dan giden katılımcılar da 8 ayrı noktada kimlik kontrolündn ve aramadan geçti. Köylüler katılımcıları; “Direne, Direne Kazanacağız. Yaşasın Birleşik Dayanışma” sloganları ile karşıladı. Dayanışma için eyleme gelenlerde kortej halinde; “Her Yer Akbelen. Her Yer Direniş” sloganları ile alanda yerlerini aldılar. Haftanın her günü onlarca dinamit patlatması yapan şirketin bugün tek bir patlatma dahi yapmaması dikkatlerden kaçmadı. Eylemcilerle, güvenlik güçleri arasında  arama-kontrol noktalarında, miting alnına giriş esnasında ve son olarak da katılımcıların dinamit patlatılan alana girmek istenmesi üzerine zaman zaman arbedeler yaşandı. 

AHMET ARAS: “AKBELEN BİR DİRENİŞ NOKTASIDIR.”

Bodrum’dan Akbelen’e dayanışma için gelenler kortej halinde buluşma noktasına girerken Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras açıklama yaparak; “Burada verilen yaşam mücadelesidir. Burada verilen suyumuzun mücadelesidir. Bölgemizdeki üç tane termik santral, Bodrum’un bir yıllık su ihtiyacını sadece soğutma faaliyetinde tüketmektedir. Sularımızı ücretsiz bir şekilde, beş kuruş ödemeden tüketiyorlar. Bu üç santral abartıldığı denli bir enerji ihtiyacı karşılamıyor. Ülkedeki yıllık enerji ihtiyacının sadece %1.6’sını karşılıyor. Bu termik santralleri kapatın. Şu anda bölgede bizim yaşadığımız kuraklık ortada. Kuraklılığın sebebi de burada ki; acı ve kömür karası gerçekte yatıyor. Tarihimizi, kültürümüzü, zeytinlerimizi, insanımızı koruyalım. Sadece üç termik santrale bağlı rant için, yaşanan bunca sıkıntının bir izahı yok. Köylülerimizin yaşam alanlarından koparılmasına hangi vicdan el verir. Akbelen bir direniş noktasıdır. Daha geride 200.000 dönüm alanı daha kömüre kurban etmeyi hedefliyorlar. Akbelen düşerse tüm Muğla düşer. Bodrum, Milas, Güllük, Yatağan, Muğla ayağa kalk. Hayatına sahip çık” dedi. Aras’ın konuşmasının ardından mikrofonu alan Aytaş Yakar isimli köylünün; “Ben anayım, ben insanım, ben köylüyüm. Vatanımızı, toprağımızı, suyumuzu, havamızı koruyoruz. Bunun içinde eziyet görüyoruz, yargılanıyoruz. Artık yeter, yeter, yeter. Düşün artık yakamızdan” haykırışı katılımcılarda duygusal anların yaşanmasına neden oldu. 

MİLLETVEKİLİ ORUÇ: “AKBELEN SAHİPSİZ DEĞİLDİR.”

Akbelen buluşmasının önemli destekleyicilerinden HEDEP’in (Halkların Eşitlik Ve Demokrasi Partisi) Eş Genel Başkanı, Adana milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç; “AKP maden şirketlerine sahte ruhsatlar dağıttı. AKP’nin dağıttığı ruhsatların hiç birisi esaslı raporlara uygun değil. Limak başta olmak üzere yandaş şirketlere ormanımızı, zeytinimizi, köylerimizi peşkeş çektiler. Bunu kabul etmedik, etmiyoruz. Hayatlarımızı, ormanlarımızı ve tüm canlıların yaşam hakkını savunacağız. Hiçbir ağacımızın kesilmesine müsaade etmeyeceğiz.Alanlarda da, meydanlarda da, parlamentoda da Akbelen’i yalnız bırakmayacağız. Akbelen sahipsiz değildir” ifadelerini kullandı. HEDEP Eş Genel Başkanlarından ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın’da eyleme katılıp, destek verenler arasındaydı. İkizköy Çevre Platformu Sözcüsü Necla Işık da; “Bizi hiç yalnız bırakmadınız. Çok uzaklardan, türlü eziyetler çekerek bizlerle buluştunuz. Bu dayanışmanız, kardeşliğiniz, içten el verişiniz olmasaydı, bu mücadele bugünlere taşınamazdı. Topraklarımızdaki işgalciler de bunun farkındalar. Bizleri sizlerden izole etmek için, ellerinden geleni yaptılar. Ama söz konusu olan memleket, orman, zeytin, yaşam olunca tüm baskılar ve oyunlar havada asılı teferruat gibi kaldı. Birlikte kazanacağız. Bizimle beraber sincap, tavşan, kaplumbağa, keklik, çam, zeytin, meşe, papatya, lale de kazanacak” dedi. Marmaris Kent Konseyi yöneticisi, biyolog Halime Şaman da; İkizköy kuşatılmış durumda… Buraya kuşatma altındaki İkizköylüler’e desteğe geldik. Akbelen yuvamız, birlikte savunacağız demeye geldik. Zeytin Yasası, Kültür Varlıklarını Koruma Yasası ve insanlık varken yapılan kanunsuzdur demeye geldik. Bu kanunlar olduğu sürece ne ölüm çukuru açılabilir ne de dinamit patlatılabilir demeye geldik. Dayanışma ile hep beraber, her yerde Akbelenyaşamak istiyor demeye devam edeceğiz. Dayanışma yaşatır” görüşlerine yer verdi. 

“AKBELEN, TAYYİP ERDOĞAN’I BEKLİYOR.”

Milas’ta eczacılık yapan çevre aktivisti  MustafaKemal Fındıkçıoğlu’da; “AKP Genel Başkanı sayın Erdoğan bizleri, Akbelen direnişçilerini, köylüleri, yaşam savunucularını 3-5 marjinal olarak nitelemişti. Kendini iki nedenle Akbelen’e davet ediyoruz. Birincisi gökyüzünden, Akbelen Ormanı’na; AkbelenOrmanı’ndan ise Güllük Körfezi’ne, Bafa Gölü’ne değin saysın bizi. Bakalım kaç marjinal imişiz? İkinci davet nedenimizde; Gelsinler eserlerini görsün. Soldurdukları yaşamları, yok ettikleri yeşilin nasıl karanlığa dönüştüğünü görsün. Gelsin de; cıvıl cıvılkuş seslerinin, çocuk çığlıklarının duyulduğu bu bereketli topraklar üzerindeki dinamit seslerini duysun. Sayın Erdoğan’ı Akbelen’e davet ediyoruz. Ve misafirperverliğimizden en ufak bir şüphe etmesin. Toprak kadar sıcak, gökyüzü denli sonsuz, su denli berrak bir konukseverlik bekliyor kendisini. Biz buraya ulaşana dek, türlü engellemelerle karşılaştık. Kendisi buraya gelmeye karar verirse, gelmesinin önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Akbelen sayın Tayyip Erdoğan’ı bekliyor” görüşlerine yer verdi. 

BEKTAŞ: “KÖY DEĞİL, ADETA SAVAŞ ALANI.”

Kürsünün ve mikrofonun herkese açık olduğu, çok sayıda köylünün, çevrecinin, siyasi parti temsilcisinin, sivil toplum örgütlenmesinin söz aldığı eylemin sonunda katılımcılar dinamit patlatılan alandaki yerleşimlerde inceleme yapmak istediler. Burada barikat kurmuş olan jandarma ve eylemciler arasında arbede sonrasında 50 kişinin bölgeye girmesi konusunda  uzlaşıldı. Bölgeye giren heyet içerisinde yer alan Bodrum Yurttaş İnisiyatifi Sözcüsü ve müzisyen Tuncay Bektaş; “Gördüklerim inanılır gibi değildi. Köy adeta dışarıdan saldırıya uğramış gibiydi. Duvarlar çatlamış. Hani 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanuna göre, zeytinliklerin 3 kilometre yakınına hiçbir tesis ve faaliyet yapılamazdı! Sadece ve sadece insanlığımdan utandım” diyerek izlenimini aktardı. İkizköylü Mehmet Oğultay da; “Bu yaşa geldik. Bunları da göreceğimiz varmış. Dinamit patlayınca deprem etkisi yapıyor. Uykudan büyük bir sarsıntı ve panikle uyanıyoruz. Yağmurda, çamurda dışarıya fırlıyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız ders çalışamıyor. Biz bu zulmü hak edecek ne yaptık? 1996 yılında Aydın İdare Mahkemesi bölgemizdeki 3 termik santralinin kapatılmasına karar vermişti. Mahkemenin kararının uygulanmadığı yerde, sözde bitmiştir. Ama sözün bittiği yerde de biz sonuna kadar köyümüzü, yaşamı savunacağız” dedi. 

Haber: Ayhan Karahan

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL