Bodrum Kadın Platformu üyeleri 11 Aralık Pazar günü öğle saatlerinde Bodrum Belediye Meydanı’nda toplanarak, ülke gündeminde önemli bir gündem işgal eden H.K.G.’nin 6 yaşından itibaren yıllar süren cinsel istismarına ve..
Bodrum Kadın Platformu üyeleri 11 Aralık Pazar günü öğle saatlerinde Bodrum Belediye Meydanı’nda toplanarak, ülke gündeminde önemli bir gündem işgal eden H.K.G.’nin 6 yaşından itibaren yıllar süren cinsel istismarına ve tecavüzüne tepki gösterdi.
Yağmur altında bir araya gelen topluluk; “Tarikat ve Cemaatler Kapatılsın. İstismar Suçtur Aklanamaz. Çocuk Susar Sen Susma. İstismara Sessiz Kalma. Tecavüz Meşrulaştırılamaz. Sessiz Kalma. Çocuklarımızı Karanlığa Teslim Etmeyeceğiz ve İstanbul Sözleşmesi Tarikatlar İstediği İçin Kaldırıldı Unutma” yazılı dövizler taşıdı. Eylemde sık sık; “Susma, İstismara Sessiz Kalma. Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz” sloganları atıldı. Çok sayıda araç kornalarla, vatandaşlar da alkışlarla eyleme destek verdi. Eyleme destek veren finans sektörü danışmanı Seda Dilşah; “Bodrumlu kadınların bu tepkisi haklı ve yerinde olmuştur. Tesadüfen gördüm ve destekliyorum. Halen iktidarın bence anlamlı sessizliğinin nedeni çok açıktır. Tozu halının altına süpürme peşindeler. Ama bu meydanda ki; fotoğrafta gösteriyor. Buna kimsenin yol verecek, göz yumacak, susacak hali ve takati kalmadı. Çocuklarımızın, evlatlarımızın güven içerisinde bir ülke istiyoruz. Bu keskin ayrışmada çocuklarımızın, sevginin, geleceğimizin yanında olmaktan hiçbir güç bizleri vazgeçiremez. Çözüm karanlık tarikat yuvalarının dağıtılmasında, tarikatların beslendiği siyasal gücün kurutulmasından geçiyor” görüşlerine yer verdi.
Kadınlar adına açıklama yapan Eğitim Sen Bodrum Şube Başkanı Yüksel Okyay, “Bir kaç gün önce, bu ülkede, çok az kalmış yürekli gazetecilerin çabasıyla çocuğa yönelik işlenen suçlardan bir yenisi açığa çıkarıldı. Hiranur Vakfı kurucusunun, kendi kızını, daha 6 yaşındayken ‘evlilik’ adı altında istismar edilmesine aracılık ettiğini, Aile bireylerinin bu suça ortak olduğunu, kendi çabası ile deşifre eden çocuğun ne kadar savunmasız olduğu da gözler önünü serildi. 6 yaşındaki bir çocuğu istismar etmenin gerekçesi olamaz!“Evlilik”, “aile”, “kendi rızası vardı” gibi bahaneler bu suçun üstünü örtemez. Daha 6 yaşındayken başlayan cinsel şiddet, 14 yaşında bir doktor tarafından fark edildiğinde, sahte raporlar, belgeler ile el birliğiyle üstü kapatılıyor. Yetmiyor, Çok daha sonra çocuğun bütün girişimleri ve çabası “takipsizlik kararları” ile sonuçlandırılıyor. Aile, erkek-devlet işbirliği ile çocuğun istismarı suçunun üstü örtülmeye çalışılıyor” dedi.
Okyay açıklamasının devamında ise H.K.G’nin şikayeti üzerine açılan davanın duruşması için 22 Mayıs 2023 gibi uzak bir tarih belirlenerek o zamana kadar vakanın ne olduğunun unutulması, gelip geçen gündemler tarafından ötelenmesinin umulduğunu belirterek “Unutturmayacağız! Peşini bırakmayacağız. Bu suça ortak olan herkesin yargılanması için mücadele edeceğiz! Tarikat ve cemaatlere eğitim, sağlık, inşaat gibi sektörlerde sağladığı olanaklarla zenginleşme yolu açan iktidar bakanlıkların kadrolaşmasında da tarikatları ihya etmiş, MEB kurumlarında eğitim vermelerine, yurt açmalarına vb. girişimlerine icazet vermiştir. Tarikatlar bugün siyasi iktidarın ayrılmaz bir parçasıdır. Her ikisi de kaderlerini birbirlerine bağlamışlardır.Bu suç, istismar eden erkeği, kız çocuğunu 6 yaşında istismarcıya teslim eden babayı ve anneyi de aşan kolektif bir suçtur. Bu suçun ortakları arasında, bu gericilikten beslenen tarikatların talebi üzerine İstanbul sözleşmesinden vazgeçenler de vardır. Bu karanlık odakların, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı açtıkları savaşın altında, çocuğa- kadına yönelik işlenen suçlardan kurtulma çabası olduğunu bu gün bir kez daha görüyoruz” dedi.
Eylemin katılımcılarından Bodrumlu sanatçı Eray Mutlu Asal da; “Vicdanı olan hiçbir insanın kabullenmeyeceği şeyler yaşanıyor maalesef ülkemizde. Buna bir de şu yönünden bakmak gerek. Aydınlanma ve aydınlar, sanatçılar ne kadar baskı altında ise bu tür karanlık olaylar da o denli zincirleme kirli gündemimiz oluyor. Bodrumlu Sanatçılar bunu asla kabullenmeyecektir. Çocuklarımızı ve ülkemizin geleceğini sahipsiz bırakmayacağız. Kimsenin rol yapmasına gerek yok. Her şey ortada. Ama artık az kaldı. Bakmaya, sevmeye doyamadığımız minik yüreklerimiz için de; Her şey çok güzel olacak. Çocuklarımızdan, insanlığımızdan, aydın sorumluluğumuzdan, en önemlisi hayatın kendisinden asla vazgeçmeyeceğiz. Zaten bu konudaki ısrarımızdan dolayı, fincancı katırları ürkmüş durumda. Meydanı tarikatlara, tecavüzcülere bırakmayacağız. İstanbul Sözleşmesi’nin önemi ve işlevi bir kez daha açığa çıkmıştır. İlan ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden de, çocuklarımızdan da vazgeçmiyoruz” ifadelerine yer verdi.
BKP (Bodrum Kadın Platformu) aktivistlerinden, sosyal çalışmacı, Bağımsız Sosyalist Feminist Kadın Hareketi’nden Derya Uysal da; “Gerek Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş milletler sözleşmelerinde, gerek anayasada çocukların güvenlik ve esenliği devletin sorumluluk alanındır. Çocuklar toplumsal varlıklardır ve devletin çocukları koruması gerekmektedir. Ancak AKP– MHP iktidarı tarikat ve cemaatlerle girdiği ilişkilerden dolayı çocuğa yönelik işlenen suçlarda alması gereken tedbirleri almamaktadır. Öncelikle koruma ve önleme tedbirlerini uygulama, olası suçlarda da yargılama görevini yerine getirmelidir. Son olayda gördüğümüz durum ise, 2020’de yargıya intikal etmiş suç dosyasından failler yargılanmamış, olay kamuoyuna yansıdıktan sonra ise, faillerin kendilerini aklamak için çeşitli tv kanalları hizmetlerine sunulmuştur. Bu olayda aile ve sosyal hizmetler bakanlığı üstüne düşen görevi yerine getirmemiştir. Faillerin çocuğa yönelik işledikleri cinsel istismar suçunun üstünün örtülmesi çabası ile karşı karşıyayız. Biz Bodrum kadın Platformu olarak, bu suçu işleyenlerin yargı önünde hesap vermesi için, suça ortak olan herkesin hesap vermesi için davanın takipçisi olacağız” sözleriyle görüşünü dile getirdi.
Haber: Ayhan Karahan
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)