8 İYİ Parti Bodrum Kadın Politikaları Başkanı Nilay Konday, 8 Mart’ın bir kutlama değil, bir anma ve farkındalık günü olduğunu belirterek Türkiye’nin bu günü kutlamaktan çok uzak olduğunu söyledi. İYİ..
8 İYİ Parti Bodrum Kadın Politikaları Başkanı Nilay Konday, 8 Mart’ın bir kutlama değil, bir anma ve farkındalık günü olduğunu belirterek Türkiye’nin bu günü kutlamaktan çok uzak olduğunu söyledi.
İYİ Parti Bodrum Kadın Politikaları Başkanı Nilay Konday, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Konday, açıklamasında Türkiye’de kadın mücadelesinin geldiği durumu ‘vahim’ olarak nitelerken, “Eşitlik kavramı dahi bu iktidar döneminde tartışılır hale geldi” dedi.
İşte Konday’ın o açıklaması:
8 Mart, dünya kadınlarının 19’uncu yüzyıldan bu yana verdiği özgürleşme mücadelesini sembolize eden, Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. Emekçi kadın hakları için mücadelenin simgesi haline gelen bu günün çıkış noktası, 1857 yılında ABD’nin New York eyaletinde çalışma koşulları için grev yapan kadın işçilerin eylemidir. O eylemde 129 kadın işçi hayatını kaybetmiştir. Bu elim olaydan sonra, 8 Mart kadınlara özel bir gün olarak anılmaya başlanmıştır.
Bu bir ‘kutlama’ değil, bir ‘anma’ ve ‘farkındalık’ günüdür. Kaldı ki, ülkemizin içinde bulunduğu koşullar, Türk kadınları olarak böyle bir günü kutlamaktan ne denli uzak olduğumuzu açık ve net bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Ne acıdır ki; dünya kadınları tarihin başlangıcından bu yana ‘eşit ve özgür’ bireyler olarak var olma ve eril güç şiddetine karşı hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Kadın mücadelesinin tarihi, cinsiyet ayrımından kaynaklanan eşitsizliğe, zulme, baskı ve şiddete karşı duruşun tarihidir. Kadınlar, bu yüzyılda bile cinsiyete dayalı eşitsizlikle, şiddetle, baskıyla ve yobaz fikir dayatmalarıyla mücadele etmektedir.
Ülkemizde ise kadın mücadelesinin geldiği durum, çok daha vahimdir! Anayasa’daki ‘eşitlik’ kavramının dahi tartışılır hale geldiği bu iktidar döneminde, kadınlar var olan haklarını da kaybetme kaygısı yaşamaktadır. “Kadın ile erkeğin eşitliği fıtrata terstir” diyen bir anlayışın yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiği, her yıl yüzlerce kadının şiddet ve istismar kurbanı olduğu, kadınların karar mercilerindeki varlığının ‘sembolik’ görüldüğü, emek ve istihdam taleplerinin ise tümüyle yok sayıldığı ‘eksik’ ve ‘kusurlu’ bir ülke haline gelmiştir.
Artık yasalar bile kadınlarımızı koruyamaz hale gelmiştir. Tahrik ve iyi hal indirimleri, çarpık zihniyetin adeta koruma kalkanı gibi olmuştur! Sığınma evlerinin sayısı toplumumuzda sayıları hızla artan mağdur kadınlarımıza göre son derece yetersizken, kadınları erkek şiddetinden koruyacak mekanizmalar da birer birer yok edilmektedir. Bunun en çarpıcı örneği, İstanbul Sözleşmesi’dir.
2022 yılının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yaşadığımız tablo, güzel ülkemizi utanç içinde bırakmaktadır.
Bugün Türkiye’de binlerce kadın, tehdit altında, şiddete rağmen ve ölüm korkusuyla yaşamaya çalışıyor. Çalışan kadınların emekleri yok sayılıyor. Erkeklerle aynı işi yapan kadınlar, aynı ücreti alamıyor! Cinsiyet eşitsizliği toplumun her alanında sürüyor, hatta iktidar partisinin ayrımcı politikalarıyla bu eşitsizlik daha da yüceltiliyor. Kadınlar, toplumsal yaşamda görünmez hale getirilmeye çalışılıyor.
Unutulmasın ki; kadınların geride bırakıldığı bir ülkede ne refah olur, ne demokrasi, ne de barış!
Kadınların sesine kulaklarını tıkayan iktidar partisi mensuplarına bir kez daha haykırarak diyoruz ki; Ekmek, barış ve gül…
Bu yüzyılın başında; emeği ve hak mücadelesi için sokaklara dökülerek “Ekmek ve Gül” için yürüyen o kadınlara selam olsun.
Türkiye’de lideri bir kadın olan tek siyasi partinin mensupları olarak söz veriyoruz;
İYİ Parti, her alanda eşitlikçi, özgürlükçü, adil ve hakça yaşam için politikalar üretmekten asla vazgeçmeyecektir.
Bir ‘kadın’ hareketi olan İYİ Parti, tıpkı “Güneşin Kadınları” projesi ile olduğu gibi bundan sonra da güzel ülkemizin cesur kadınlarına ilham vermeye ve onların yolunu aydınlatmaya devam edecektir.
Emeğinin karşılığını bulamayan, giderek ağırlaşan ekonomik koşulların altında günden güne daha da ezilen, yoksullaşan kadınlarımız için çalışmaktan asla vazgeçmeyecektir.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi; “Yeryüzünde her şey kadınlar tarafından yapılmıştır. Bir toplum onu oluşturanlardan yalnız birinin ihtiyaçlarının kazanılması ile yetinirse, o toplum yarıdan çok güçsüzlük içinde kalır. Bir millet ilerlemek ve uygarlaşmak isterse, özellikle bu noktayı temel alarak benimsemek zorundadır.”
Savaşa karşı barışı, nefrete karşı sevgiyi, baskıya karşı özgürlüğü savunan tüm kadınlara saygılarımızla.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)